Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Bu işin de hayırlı bir sonucu olur mu?

Bu işin de hayırlı bir sonucu olur mu?

Aylardır kulaklarımıza fısıldanıyordu, “Turpun büyüğü heybede!” diye…

Yine aynı sözler ortalıkta dolanıyor!

Öyle görünüyor ki, köşeye sıkışan Fethullah Gülen Hareketi, seçime kadar yeni hamleler yaparak, iktidarın surunda yeni gedikler açmayı deneyecek!

Bu anlamda çeşitli söylentiler dolaşıyor ortalıkta…

Artık ne kadarının gerçek, ne kadarının “montaj” olduğunu bilmiyoruz.

Gerçekten “at izi, it izine” karışmış durumda…

***

 

Bir gerçek var ki, o da şu…

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ülkeyi getirdiği nokta, çürüme, bozulma, kaset ve dinleme skandallarıyla gündemin belirlenmesi…

Baştan beri yakınıyorduk, “Bu dinleme işleri yanlış! Herkeste bir dinleme paranoyası oluştu, bunu önlemek lazım!

O dönem kulaklar tıkandı, ileri demokrasi hamlesinden göz gözü görmez oldu!

Eğer Deniz Baykal’ın kaseti çıktığında, Başbakan Erdoğan meydanlarda “Ne özeli, genel bu genel!” demeseydi!

MHP’lilerin özel yaşamının içine girildiğinde ülkenin başbakanı olarak çıkıp, “Bu ne alçaklıktır, siyaset böylesine düzeysiz işleri kaldırmaz. Ben siyaseten mücadele ederim ama bu edepsizliktir” deseydi, ne olurdu?

Çok basit bir cevabı var, haklı olurdu!

 

***

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında yapıldığı iddia edilen telefon görüşmesinin montaj olup olmadığı tartışılıyor.

Öte yandan, 17 Aralık öncesi alınmış bir mahkeme kararından söz ediliyor.

Yasal dinleme kararı mahkemeden çıkmışsa, tablo farklı yorumlanacak kuşkusuz!

Hele bir de, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediği, “Para taşıma görüntüleri varsa!”  Türkiye yeni bir döneme ilk adımını atmış olacak!

 

***

 

Geçtiğimiz günlerde konuştuğum bir Ak Partili, “Yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyacımız var!” dedi.

Çok şükür!

Silivri’nin boşaltıldığı, Ergenekon, Balyoz ve KCK tutuklularının serbest bırakıldığı, yasal mahkeme kararları dışında kimsenin dinlenmediği, özel yaşamın dokunulmaz kılındığı yeni bir Türkiye…

Korku cumhuriyetinden demokratik cumhuriyete adım atıldığı bir Türkiye!

Demokratik denetim mekanizmalarının tam çalıştığı, güçler dengesinin yerli yerine oturduğu yeni Türkiye!

Hayal mi bu?

 

***

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun önerilerini uygulayabilirsek, sanırım sorunları çözebiliriz:

Siyasi partilerin el ele verip hem kendileri hem 76 milyon yurttaşımız için hayırlı bir iş yapma, gizli tanıklığı kaldırma, ses bantları ve dijital verileri tek başına delil olmaktan çıkarma, Anayasa değişikliği yoluyla HSYK’yı bağımsız ve tarafsız kılma zamanı gelmiştir. Bundan hangi siyasilerin yararlanacağını düşünmekten vazgeçerlerse, hepsinin gerçeği göreceklerine eminim!”

 

***

 

Bu çatışmadan, skandallardan ötürü toplum acı çekiyor.

Siyasete, siyasetçiye güvenini kaybediyor.

Ülke yönetilemez noktaya gidiyor.

İşte tam da uzlaşma zamanı!

Umarım, bu derin ümitsizlik halinden yeni bir uzlaşma umudu doğar, ülke nefes alır, normalleşme sağlanır!

***

Bu yazının dipnotu: Hiç unutmuyorum. Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Demirel’in görev süresini uzatmak isterken, “Uzatılmazsa ülke krize girer” demişti. Dönemin Anayasa Komisyonu Başkanı Avukat Ertuğrul Yalçınbayır, Genel Başkan Mesut Yılmaz’a rağmen uzatmayı reddettirmişti. Ülke krize filan girmedi. Türkiye büyük ülke, kendine yönetecek lider ve kadroyu her zaman bulacaktır.

 

 

Çanakkale, gerçekler ve palavralar!

Yılların gazetecisi Tayfun Çavuşoğlu’nun “Çanakkale 1915” adıyla bir kitabı yayınlandı.

Kastaş Yayınları’nın basmaya değer bulduğu yapıtı ayrıntı inceleme olanağı bulamadım.

Ancak gerek Tayfun’un demokrat-çağdaş çizgisi, gerekse gazetecilikte titiz çalışması nedeniyle, önemli yapıt olacağını söyleyebilirim.

Kitabın kapağında “İftiralar, Yalanlar, Polemikler” alt başlığı var.

Çanakkale’ye gidenler bilecektir, rehber adı altında çok sayıda palavracı var orada…

Türk Ordusu’nun kahramanca savaşını göz ardı edip, “Bulut geldi, İngiliz askerini aldı götürdü” yalanları söyleniyor gelenlere…

Tayfun Çavuşoğlu bütün belgeleriyle anlatıyor bu Türk’ün var olma/yok olma savaşını!

18 Mart öncesinde elinize alın, kitabı okuyun ve Çanakkale’yi, tarihin akışını değiştiren o büyük savaşı bir daha yerinde keşfedin derim!

 

Loading