Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Haddini aşan hekim çiviyi nereye çaktı?

Haddini aşan hekim çiviyi nereye çaktı?

Hekim Bülent Aslanhan, Bursaport’taki yazısında yine gazetecilere bulaşmış!
Aslında çoktandır bunu alışkanlık haline getirmiş…
Diğer yazıları çok ilgi görmeyince, gazetecilere sardırıp, kendini gündeme getirmeye çalışıyor.
Bir politik figür olarak yaptıklarını anlayabilirim de, bizim meslek adına ahkâm kesmesini anlamam mümkün değil!
Bizde güzel bir söz vardı: “Bekâra karı boşamak kolaydır” diye…
Hariçten gazel okuyan Dr. Bülent Aslanhan da aynı şeyi yapıyor.
TOFAŞ’ta hekimlik yaparak yaşamını kazanan birisi olarak, gazetecilere neyi eleştirmesi gerektiğini dikte ettirmeye çalışıyor!
Üstelik kendi aklına bakmadan!

***

Bülent Aslanhan’a bir önerim var, yazı yazmaya devam edecekse her şeyden önce Türkçe dilbilgisi kurallarını öğrenmesi lazım.
Yazarlar ve gazeteciler açısından “de” ve “ki” ayırımı bir tür turnusol kâğıdı gibidir!
Bunları doğru yazmayan kişinin yazarlık yapması abesle iştigaldir!
Daha girişte üst üste fauller yapıyor Aslanhan…
“Zaten yazı yazmakta benim üzerime vazife değil.”
Doğru üzerine vazife değil yazı yazmak ama yazarken bari kurallara dikkat et!
“Yazı yazmak da” demek lazım!

***

“Mesleki hassasiyet gösteren bir toplulukta oluşmuşken belki de bize yazmak düşmez!”
Sevgili Aslanhan, yine “de” yanlışı yapmışsın!
“Topluluk da” denir, dahi anlamında!
Aynı yanlışı birkaç satır aşağıda bir kez daha yapmışsın:
“Bence bu kıskaçta çok anlaşılır bir hal.”
“Bence bu kıskaç da çok anlaşılır bir hal!” demen gerekiyordu.

***

Biçim dersi bu kadar yeter mi, şimdi geçelim içeriğe!
Bütün gazetecilere çaktıktan sonra en son bana sıra gelmiş ve şöyle demişsin:
“Baksanıza, yazdığı gazete rahatlığıyla bu ‘kıskaçtan’ en uzak olabilecekler arasında düşündüğümüz Yüksel Baysal dostumuz bile son yazılarında epey bir Recep Altepe ‘güzellemesi’ yapar oldu.”

***

Gerek seçim öncesinde, gerek seçim sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’yi eleştiren-öven birçok yazım oldu.
Bu şehirde doğru yapılan işler de var, yanlış atılan adımlar da…
Ben Recep Altepe’nin siyasi rakibi olmadığım için “hakkı teslim etmeyi” en temel gazetecilik görevi olarak görüyorum!
Senin böyle bir zorunluluğun yok, bol keseden atabilirsin!
Kaldı ki, seçim sonrasında özellikle oyları analiz eden yazılar yazdım.
Recep Altepe’nin bütün ilçelerde, tüm adaylardan fazla oy alması başarı olarak kabul edilemez mi?

***

Bu arada Bülent’in yazısının ana konusu Mudanya…
Aslında bu ilçeyle ile ilgili olarak seçim öncesinde ve sonrasında birçok yazı yazdım.
Kalemine ipotek konulmuş bazı yazarcıkların aksine Hayri Türkyılmaz’ın CHP tarafından aday yapılacağını; aday olduktan sonra da seçimi kazanacağını kaleme almıştım.
İki konuda da söylediğim gerçekleşti.
Seçim sonrasında Hayri Türkyılmaz’ın ilk adımlarının çok başarılı bulduğumu da birkaç gün önce yazdım.
Şimdi soruyorum Doktor Bülent’e, Türkyılmaz’a güzelleme mi yapmış oldum, yoksa hakkı mı teslim ettim?

***

Gelelim çivi meselesine…
Büyükşehir Belediye Başkanı Altepe, “Büyükşehir olmadan, Mudanya’ya tek çivi çakılmaz” dedi.
Doğru bir laf değil…
Seçilmiş bir belediye başkanına, Mudanyalıların yetki verdiği kişiye, “Sen ıvır/zıvır işlerle uğraş, başkanlığı biz yaparız” demesi hiç şık değil!
Ancak, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın da, “BUDO ve İDO kalkacak” demesi çok yanlıştı.
Bursa açısından kritik öneme sahip BUDO ve İDO’nun oradan kalkması ancak konsensüsle mümkün olabilir!

***
Anlayacağın Sevgili Aslanhan, iki yanlıştan bir doğru çıkmaz!
Sen CHP’li olarak partili belediye başkanının yanında olabilirsin ama izin ver biz objektif tutumumuzu sürdürmeye çalışalım!

Loading