Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları İlber Ortaylı keşke bunu yapmasa!

İlber Ortaylı keşke bunu yapmasa!

Geçtiğimiz cuma günü Tarihçi İlber Ortaylı, Türk Ocakları’nın daveti üzerine Bursa’daydı.
Dr. Mete Ateş’in haber vermesi üzerine ben de bu konferansta hazır bulundum.
Yolda çok değerli hemşerim İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kara’ya rastladım.
“Çok kalabalık, içeri giremeden döndüm!” dedi.
Birlikte yola çıktığımız Dr. Mustafa Koçak ile oğlu Burak Koçak’la salonun kapısına vardık.
Mustafa Hoca’nın söylediği gibi Eğitim Araçları Salonu ana baba günü gibi…
Dede Efendi adı verilen salon tıklım tıklım, kalabalık dışarı taşmış, insanlar içeride ayakta!

***

Gazeteciliğin avantajını kullanıp salona girdim ve en öne geçtim.
Az sonra İlber Ortaylı geldi ve konferans başladı.
Ortaylı Hoca konuşurken koca salonda nefes alınsa ses duyulacak gibi çıt çıkmıyordu.
Her yaşta insanlar doldurmuştu salonu!
Pırıl pırıl gençler büyük ilgi göstermişti İlber Hoca’ya…
Katılımdan anlaşılıyor ki, İlber Ortaylı gençlere tarihi sevdirmeyi başarmış demek ki!

***

Ne yazık ki, toplantı umduğum kadar verimli olmadı.
Açık söylemek gerekirse, İlber Ortaylı konuştukça hayal kırıklığına uğradım.
Bir düzeni, bir akışı, bir bakışı olmayan laf kalabalığı içinde bütün malumatfuruşluğunu konuşturdu Prof. Dr. Ortaylı…
Konuşma sırasında öylesine zik zaklar çizdi ki, neyi niçin söylediğini anlamak mümkün olmadı.
Bir Orta Çağ’a gidiyor, sonra günümüz siyasetine dönüyor!
Prusya’dan bahsediyor, oradan 1970’lerin Türkiye’sine geliyor.
Kırım’dan söz ediyor, İngiltere Kraliçesi’ne geçiyor!
Konular arasında bağ yok, bağlantı yok, neden – sonuç ilişkisi kurulmuyor, konuşuyor da konuşuyor!
İlber Ortaylı, tarihten okuduğu, hafızasında yer etmiş ayrıntılardan demet sunmaya çalışıyor.
Bilim adamına hiç yakışmayan bir düzensizlik içinde ne anlattı, ne bilgi verdi hiç belli değil!

***

İlber Ortaylı’nın dik duruşunu, günlük siyasetten etkilenmeyen tavrını seviyorum.
AKP’nin Neo-Osmanlıcılık adına Türkiye’nin ulus devletini yok etmeye çalıştığı bir dönemde tarihçilerin sus pus olmasını hiç içime sindiremiyorum.
İlber Ortaylı bunlara itiraz edenlerden biri…
Onun için takdir ediyorum ama felaket bir konuşmacı olduğu gerçeğini de kayıt altına almak durumundayım.

***
İlber Hoca kusura bakmasın… Konuşmasın sadece kitap yazsın!
Ya da konuşmak için özel bir hazırlık yapsın, notlar alsın, sistem kursun, anlatacağı konuyu sınırlasın, öyle konuşsun!

Loading