Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Abhazlar Türkiye’den ne bekliyor?

Abhazlar Türkiye’den ne bekliyor?

Seyahat öncesinde “Abhazya’ya gidiyorum” deyince bazı dostlarım “Aaaa, orası da neresi?” diye sordu.
Coğrafya dersinde tahtaya kaldırılmadan sınıfı geçmiş olanlara, “Gürcistan ile Rusya arasında, Karadeniz kıyısında bağımsız olmaya çalışan bir ülke” dediğimde, çoğu kişi dudak büktü, “Hiç duymamıştık!” diyenler bile oldu!
Oysa 1992-93 yılları arasında çok kanlı çatışmaların yaşandığı bir ülke Abhazya…
Kaldı ki, Abhaz kökenli yüz binlerce yurttaşımız Türkiye’de yaşıyor.
Dönün en yakınlarınıza bakın, içlerinden biri Abhaz olabilir!
Örneğin bizim var…
Çağdaş Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Sağım, Abhaz kökenli bir kardeşimiz!

XXXXXXX

Kafkasya’nın en eski halklarından biri Abhazlar…
Çarlık Rusya’sına başkaldırdıkları için kırıma uğradılar, sürüdüler!
Çarlık yönetimi yıkıldıktan sonra, Ekim Devrimi’nin ardından Sovyetler Birliği’nin eşit kurucu ülkelerinden biri oldu Abhazya…
Nüfus azalınca, Gürcü Stalin tarafından Gürcistan’a bağlı özerk bir cumhuriyet halini aldı 1930’lu yıllarda…

XXXXXXX

1989 yılında Sovyetler Birliği parçalanınca, Abhazya, 1921 statüsüne dönülmesini istedi.
Gürcistan bu isteğe işgalle karşılık verdi.
8 milyon nüfuslu Gürcistan, 240 bin nüfuslu Abhazya’yı işgal etmenin çocuk oyuncağı olacağını düşündü.
Evdeki hesap savaş alanına uymadı elbette…
Öteki Kafkas halkları Çerkesler, Kabartaylar, Adıgeler, Abhazaların yanında çatışmaya başladı.
Efsanevi Çerkes komutan Şamil Baseyev bile bu savaşa katıldı.
Abhazya gezisi sırasında bize eşlik eden Gebze’den turist olarak Abhazya’ya gelmiş, savaşa katıldıktan sonra yaralanmış ve Tuğgeneral rütbesine almış Şendoğan Kayıt, Şamil Basayev’le savaştıkları köprünün üzerinde bize çarpışmayı anlattı.

XXXXXXX

Her iki halktan da büyük kayıplar verilerek, tamamlanmış savaş…
Rusya ile Gürcistan arasına sıkışmış küçük ülke Abhazya’ya uzun süre “ambargo” uygulandı.
Bir süre sonra Rusya ambargoyu kaldırdı ve ülkede her şey normale dönmeye başladı.

XXXXXXX

Ancak yine de büyük sorunlar yaşıyor Abhazya…
Hava ulaşımı ancak Rusya’nın Soçi kentinden sağlanabiliyor.
Deniz yolu da kapalı…
Türkiye ile Abhazya arasında Gürcistan engeli olduğu için deniz ulaşımı da yine Soçi limanından sağlanabiliyor.
Abhaza kardeşlerimizin Türkiye’den beklentisi, hiç olmazsa deniz yoluyla ulaşım sağlanarak, Gürcistan ablukasının kırılması…

SAVAŞTA YAŞAMINI YİTİREN BURSALILAR

Gürcistan-Abhazya Savaşı’nda Abhaz kökenli Türk vatandaşlarından 6’sı canını verdi.
İnegöl’den Abhazya’ya savaşmaya giden Vedat Kozba ve Zafer Argun yaşamını yitirdi. Gezimiz sırasında onların mezarını da ziyaret ettik.
Beşiktaş’ın eski başkanlarından Süleyman Seba’nın 1969 Adapazarı doğumlu yeğeni Efkan Seba Abhazya işgal edildiğinde kardeşlerinin yardımına koştu. 3 Kasım 1992 tarihinde Şrom bölgesindeki çatışmalar sırasında Gürcistan helikopterinden açılan ateş sonucu öldürüldü.
Efkan’ın ölümü, Türkiye’den birlikte gittiği arkadaşlarından Ekim 1967 İnegöl doğumlu Vedat Kozba’yı çok üzdü. Vedat, Efkan Seba için Gudauta Kardeşlik Mezarlığı’nda kendi elleriyle mezar kazdı. Ancak Efkan’ın ailesi, cenazenin Türkiye’ye getirilmesini istedi. Efkan Seba’nın naşı Abhazya’dan getirilerek Sakarya-Hendek’teki köyünde toprağa verildi.
İnegöllü Vedat ise Efkan’dan birkaç hafta sonra, Oçamçıra cephesindeki direnişte (30 Kasım 1992) öldürüldü. Vedat’ın cenazesi Gudauta Kardeşlik Mezarlığı’na getirildi. Türkiye’ye gönderileceği kesinleşmeden önce şehit arkadaşı Efkan için kazdığı ve boş kalan o mezara kendisi defnedildi.
Türkiye’den giden ilk grupta yer alan 1968 İnegöl doğumlu Zafer Argun da, Abhazya’da şehit olanlar arasında. Silah arkadaşlarının özellikle cesaretiyle andığı Zafer, 5 Nisan 1993’te şehit oldu. O da Vedat gibi Gudauta Kardeşlik Mezarlığı’nda yatıyor.

Loading