Herkesin bildiği, farkında olduğu bir gerçek var;
Bursa turizmden yeterince pay alamıyor!
Doğa bakımından eşsiz güzellikleri olan…
İznik ve Uluabat göllerine sahip…
Uludağ’a sırtını yaslamış…
Roma ve Bizans kalıntılarının yerden fışkırdığı…
Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa’nın turist fukarası olması kabul edilemez kuşkusuz…
Ne kadar toplantı düzenlerseniz düzenleyin!
Hangi tanıtımı yaparsanız yapın!
Havalimanınız çalışmıyorsa, turisti doğrudan kentine getiremiyorsanız…
Otobüsle gelen turiste otopark bile bulamıyorsanız…
Bin türlü güzelliğin, on bin yatağın olsa ne yazar?
Dahası, Bursa’nın en önemli tarihsel değerlerinden biri olan Hanlar Bölgesi, etrafı beton surlarla çevrili şekilde orada duruyorsa…
Roma’nın, Bizans’ın ana yerleşim yeri Tophane’de bir karış yer açmamışsanız…
Yeşil – Emir Sultan – Ulu Camii arasında sıkışıp kalmışsanız!
Osmanlı Devleti’nin yükselişindeki kırılma anının en önemli figürü Şehzade Mustafa’yı ancak Muhteşem Süleyman dizisinden sonra tanıtıyorsanız…
Bursa turizm fakiri olmaya devam eder kuşkusuz!
Yine de bazı özel bazı çabalardan söz etmek gerekiyor.
Önceki gün Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin tırmanış resmini görünce umutlandım.
Nasıl ki, demokrasi tek ayakla yürüyemezse, tek kanatla uçamayan kuş misali…
Turizmin gelişimi için de tek bir alan üzerine yoğunlaşarak sonuç almak olanaklı değil!
Geçtiğimiz günlerde, Rusya ile Gürcistan arasında sıkışmış bir küçük ülke, Abazya’daydık.
Bursa’dan küçük olan bu ülkede çok önemli iki turizm değeri var.
Biri Ritsa Gölü…
Dağın eteklerinde, yeşil bitki örtüsünün tam ortasında, müthiş bir yer!
Okuyucularıma öneririm… Girin internete ve bir Ritsa gölüne bakın, bir de bizim Uzungöl’e…
Elin gavuru doğayı olduğu gibi korurken, biz her yere bina yaptık!
Abhazya’da bizi büyüleyen bir de mağara vardı.
Novy Afon adı verilen mağara “Dünyanın en önemli yer altı oluşumlarından biri” olarak kabul ediliyor.
6 ayrı büyük bölümden oluşuyor Novy Afon mağarası…
Dağın içine girdik, trenle bir noktaya geldik, sonra yürümeye başladık.
Bir başka noktadan trene binerek çıkışa vardık.
90 metre yüksekliğinde bir bölüm vardı ki, dünyanın en yüksek tavanlı mağarası olduğu söylendi bize…
O bölüm kapalıydı ama orada klasik müzik konserleri yapılıyormuş…
Günlük 800 kişi giriş yapıyormuş bu mağaraya…
Bu küçük ülkede bile önemli bir cazibe merkezi haline gelmiş mağara…
Bizim de mağara turizmi alanında adımlar atmamız şart!
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu Uludağ Mağara ve Manastır Araştırma Ekibi 62 mağara saptamış…
Başkan Altepe de 5 kilometreye yakın uzunluğu olan Ayaini Mağarası’na girerek incelemeler yapmış…
Bursa turizmi açısından önemli adımlar bunlar…
Umarım söylenenler sadece fotoğraf karesinde kalmaz, bütün mağaralar halkın ve turistlerin kullanımına uygun hale getirilerek turizme kazandırılır!
