Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Niçin ve neye şükür ettim?

Niçin ve neye şükür ettim?

Bizim meslek için bir özdeyiş üretilmiştir; “Gazeteci çağının tanığıdır!” diye…
Uzun yıllarını Silivri zindanında geçiren Mustafa Balbay, bu sözü biraz deforme ederek, “Gazeteci çağının sanığıdır” demişti.
AKP dönemini bundan daha iyi anlatabilecek söz var mı acaba?
Ayrıca, bu dönemde sadece Silivri değil, ülkenin tümü düşünce özgürlüğü açısından bir cezaevine, düşünce hapishanesine dönüşmedi mi?
İşadamlarından “bağış” adı altında havuzda toplanan parayla yapılan kirli gazetecilik bir yana, “iktidar bizi batırır” korkusuyla gerçekler dile getirilemedi.

***

Ak Partili dostlarımızın şu tezi kabul etmesi şart!
Bir ülkeyi kimin yöneteceğine elbette sandık / halk / millet karar verir.
Ancak, o ülkenin nasıl yönetileceğine seçilen kişi karar veremez.
Ülkeler ancak evrensel hukuk normlarıyla yönetilebilir!

***

Elimde Gazeteci Sabahattin Önkibar’ın son 30 yılda yaşadıklarını anlattığı “Takkeli Firavunlar” adlı kitabı var.
Bülent Ecevit, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş ve daha pek çok siyasal figürle yaşanmış anılar aktarılıyor bu yapıtta…
Görünen o ki, son 30 – 40 yılda Tayyip Erdoğan’ın dönemi kadar zalimlik yapılmadı hiçbir zaman!
Tuncay Özkan’ın Çağdaş Gazeteciler Derneği’nde söylediği gibi “İyi insanlar kötü yönettiler ülkeyi ama şimdi kötü insanlar kötü yönetiyor!”

***

Uzun yıllar İhlas’ta görev yapmış Sabahattin Önkibar, Enver Ören başta olmak üzere “Işık” grubunun defolarını ayrıntılı bir şekilde anlattı.
Daha doğrusu, bu din kisvesi altındaki grubun foyalarını açıkça yazdı.

***

“Dişinde dolgu olan insana cenabet gözüyle bakan” dinci anlayışın, iş kadın / kız / paraya gelince hiçbir ölçüyü tanımadığına da tanık oluyorsunuz!
Enver Ören battığında, “Arkadaşlar ben bu ticareti Allah için yapıyorum. Battığıma göre; demek ki bu milletin nasibi bu kadarmış!” demiş!
Allah ile aldatmak bu olsa gerek…
Nitekim Önkibar bu sözleri şöyle eleştiriyor:
“O gün bugün hep düşündüm, Allah için ticaret nasıl bir şey! Allah’ı ticarete ortak etmenin Kur-an’da ve İslam’da yeri var mı? Allah nasıl hissedar oluyor? Haşa, Allah vergi mi ödüyor? Kazanınca kendi kerametleri, kaybedince sorumlu, haşa Allah nasıl oluyor? Cariye dedikleri sanatçı hanımlar astronomik paralarla çalıştırılır ve uçakta yatta alemler yapılırken amaç Allah rızası mıydı? Allah bunların günahlarının örtüsü müdür?”
***
Kitabı okurken düşündüm, acaba İhlas Grubu için söylenen bu sözler, bugün iktidar için de söylenebilir mi?
Karar okuyucunun elbette…

***

Kitabı okuyunca, çağdaş bir ülkede yaşamanın, birey olmanın öneminin bir kez daha farkına vardım.
Körü körüne bir gruba bağlanmanın, o grubun aldığı her karara gözü kapalı evet demenin ne kadar yanlış olduğunu düşündüm!
Bir düşüncenin kölesi olmaktansa büyük insanlığın hizmetinde olmanın daha ahlaklı olduğuna karar verdim.
Kısaca; durduğum yer için Tanrı’ya / Allah’a şükrettim!

Loading