Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Büyük insanlık bu zulmü ne zaman aşacak?

Büyük insanlık bu zulmü ne zaman aşacak?

Geçtiğimiz hafta, Osmangazi Belediyesi’nin çağrısı üzerine bir grup gazeteci arkadaşla birlikte Piriştina’daki Sultan Murat anma etkinliklerine katılmak üzere Kosova-Makedonya’daydık.
Bursa-Çanakkale-Tekirdağ-Yunanistan-Makedonya üzerinden vardık Kosova’ya…
Gidiş 17 saat sürdü, dönüş 22 saat…
Denilebilir ki, iki günümüz yolda, otobüs içinde geçti.
Adnan Baştopçu’nun esprileri, Necati Kartal’ın ufuk açıcı konuşmaları, Orhan Kaplan’ın her eleştiriye hoşgörülü yaklaşımı, Tayfun Çavuşoğlu’nun “selfieleri” olmasaydı yolculuk çekilir dert değildi.

***

Yaşadıklarımızın bir kısmını aktarayım.
Türk sınırından çıkmadan “Pasaportların fotoğraflı yüzünü aç, bekle!”talimatı aldık!
Bu talimat ülkelerin sınır giriş ve çıkışında sürekli tekrarlandı.
Önce bir damga vuruluyor, Yunan tarafına giriyorsun!
Orada da bekle Allah bekle!
Aynı işlem bir az sonra bir kez daha yapılıyor.
Yunanistan’a giriş yaptıktan sonra Gümülcine-Kavala-Selanik üzerinden Makedonya sınırına yaklaşıyoruz!
Bir kez daha Yunan polisi sizi kontrol ediyor, pasaportlara çıkış damgası vuruyor.
50 metre ilerde yine duruyoruz, bekliyoruz bu kez Makedon polisi pasaportlarınıza mühür vuruyor.
“Ohh girdim” psikolojiniz birkaç saat sonra yeniden bozuluyor, bir kez daha Makedon-Kosova sınır kapısında buluyoruz kendimizi…
Önce Makedonlar “Tamam çıkın!” diyor; 30 metre ilerde, Başkent Üsküp’ten sadece 25 kilometre ötede Kosova devletinin polisi bizi karşılıyor, giriş işlemlerimiz yapılıyor.
Ve nihayet Kosova’ya giriyoruz!
Bir de bunun dönüşü var!
Aynı eziyeti dönüşte de çekiyoruz, çünkü ortada anlamsız sınırlar, küçük parçalara bölünmüş devletler var!

***

Büyük insanlık hala daha dar milliyetçi kalıplar içinde, ulus devletler hapishanelerinin kapılarını açamadı bir türlü!
Oysa uzaya kadar ulaşmış büyük insanlık, artık sınır denilen bu hapishane duvarlarını kırmalı, yıkmalı, özgürce herkesin gezme özgürlüğüne izin vermeli!
Adnan Baştopçu bir yazısında “Vize insan haklarına aykırıdır” diye yazmıştı.
Bir adım ileriye gidiyorum, “Pasaport ve sınırlar da insan haklarına aykırıdır, zulümdür, insanlık ayıbıdır!”

BALKANLAR’DA TÜRKİYE VE BURSA

Kosova Savaşı sırasında şehit düşen Osmanlı Devleti’nin üçüncü padişahı, Sultan Murat’ı anma etkinlikleri sırasında gördük ki, Balkanlar’da artık Türkiye ve Bursa’nın damgası var.
Faruk Çelik’in yeniden etkin hale getirdiği TİKA’nın çalışmaları…
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin atalarımıza ait tarihi mirası yeniden ayağa kaldırma çalışmaları…
Osmangazi Belediyesi’nin etkinlikleri…
Bursa’da oturan Arnavut-Türk-Boşnak-Makedon kökenli yurttaşlarımızın yoğun ilişkileri, Balkanlar ile Bursa’yı birleştirdi.
Sultan Murat, nasıl Bursa’dan kalkarak Balkanlar’ı Osmanlı topraklarına katıp fethettiyse, şimdi gönüller fethedilip, o bölgeler yeniden Türkiye’nin gönül haritasına katılıyor.
Silinen Türk izleri yeniden ve daha canlı bir şekilde canlanıyor.

BURSA’DAN MAKEDONYA’YA UZANAN KÖPRÜ SÜTAŞ

Gezi sırasında rehberimiz Liman Bey, Türkiye’nin yatırımlarından söz ederken SÜTAŞ’a özel bir vurgu yaptı.
SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Makedonya’da açtığı fabrika ile hem buradaki Müslüman Türklere iş sahası açtı hem de SÜTAŞ’ı orada da marka haline getirdi.
Onunla bir kez daha gurur duyduk!

Loading