Türkçe Olimpiyatları’nın Romanya finalini seyrettiniz mi?
AKP yöneticilerinin ve bakanların bir dönem koşa koşa gittikleri, bol bol övdükleri Türkçe Olimpiyatları bu yıl Türkiye’de yapılamadı.
THY kalabalık gruplara bilet satmadığı gibi, olimpiyatların yapılabileceği salonların kiralanması da sorun olunca, Türkçe olimpiyatlarının üç ülkede yapılması kararı alındı.
Önce Etiopya’da yapıldı, en üst düzey katılım oldu o ülkeden…
İkincisi geçtiğimiz akşam Romanya’nın başkenti Bükreş’te gerçekleştirildi.
***
Bu muhteşem organizasyonu televizyondan izledim.
Zaman zaman gözyaşlarıma hakim olamadım.
Hınca hınç dolu bir salonda, Türkçe türküler, şiirler, halk oyunlarını gözlerim yaşararak izledim.
O şarkı gerçek oldu, “Ben gurbette değildim ama gurbet geldi ta böğrüme dayandı!”
***
Olimpiyatların ülkemizde yapılmamasından bir yanıyla üzüntü duydum ama öteki yanıyla da hoşuma gitti.
Gülen Hareketi sayesinde evrensel bir dil haline gelmeye başlayan Türkçe’nin sadece Türkiye sınırları içinde yarışma yapılması yerine dünyanın dört bir yanında yapılması daha anlamlı oldu.
***
Bir başka olumlu yanı da, ilk kez Türkçe olimpiyatlarında siyasetin gölgesi düşmedi.
Anımsanacaktır, Türkçe olimpiyatlarının yapıldığı kentlerde, AKP’li bakan ve bürokratlar akın ederek, bu güzel organizasyonu adeta bloke ediyorlardı.
Romanya’daki tabloya baktım, yürekli sanatçılar dışında kimse yoktu.
Ne AKP, ne CHP, ne MHP, ama Türkçe sevdalıları oradaydı.
***
Eğer izlemediyseniz, lütfen internet üzerinden bir bakın, özellikle Azerbaycanlı çocuğun muhteşem sesini dinleyin!
Nuray Hafiftaş’ın Hacı Bektaş Velili mesajlı türküsünün anlamını bir kez daha düşünün!
Önyargılarınızı biraz kırın lütfen!
***
Bir arkadaşıma somut örnek verdim.
Önünüzde bir masa duruyor.
Masanın bir çekmecesi günah, hata, yanlış, yani kötülüklerle dolu…
Ergenekon, Balyoz, dinlemeler gibi…
Çekmecenin öbür tarafında iyilikler, güzellikler, yararlı işler var.
Şimdi siz bu masanın tümüyle imha edilmesini mi istersiniz, yoksa o kötülük çekmecesini ortadan kaldırmayı mı?
