Belki de dünyanın en güzel kentlerinden biridir Makedonya’nın başkenti Üsküp…
Biraz Bursa’ya benzer, çokça Avrupa’ya…
Bir yakasında Arnavutlar, Türkler yaşar, öteki yakasında Makedonlar…
Kent Vardar nehriyle iki ayrı yakada kurulmuştur!
Üzerine yapılan köprülerle iki yakası bir araya getirilmiştir.
Osmanlı daha İstanbul’u almadan bin kusur kilometre ötedeki Üsküp’ü topraklarımıza katmıştır!
Kentin en önemli simgesi Taş Köprü henüz İstanbul alınmadan 1451 yılında inşasına başlanmış 1469’da tamamlanmıştır.
Onun için adı Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’dür.
Köprünün ayakları iki yakadadır.
İki yakanın Vardar nehrine bakan tarafında birer büyük meydan vardır.
Nehrin verdiği güzellik bir yana, dört bir yana serpiştirilen heykeller sayesinde kent daha da güzelleştirilmiştir.
Heykellerin bir kenti ne kadar anlamlı ve özel kıldığını görmek için Üsküp’ü görmenizi öneririm!
***
Üsküp’ü güzelleştiren sadece bunlar da değil…
Üsküp sırtını Vodna dağına dayamıştır; tıpkı Bursa’nın Uludağ’a yaslanması gibi…
Geçtiğimiz günlerde Kosova-Makedonya gezisi sırasında Üsküp kalesine çıkıp, Vodna dağı baktık.
Bir de ne görelim, Bursa’nın Yıldırım ilçesinin Zeyniler köyüne giden yolu gibir bir yol açılmış dağa doğru…
Nasıl ki Uludağ’ın o yüzü bir bıçak yarasının izini taşıyorsa, Vodna dağına da benzeri bir iz bırakılmış…
***
İşin en acı tarafı bunu yapan da bir Türk firması…
İstanbul’da meşhur alış-veriş merkezini yapan Trabzon kökenli Cevahir Holding Vodna dağının güney yamaçlarında konut yapıyor.
Vodna’nın o yüzüne teleferikle ulaşmak yerine, bıçak yarası atarak, kara yoluyla ulaşmak için açmışlar o yolu…
O güzelim dağı berbat etmişler!
***
Tito döneminde Yugoslavya’ya gidenler, Vodna dağının, Üsküp’ü çevreleyen diğer dağlar gibi kuru otlardan oluştuğunu biliyorlar.
Kafilemizde bulunan deneyimli biri, Sosyalist dönemde 50 milyon fidan dikilerek Vodna dağının yeşil hale getirildiğini söylediler.
Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin yanı sıra askerler de çalıştırılmış bu ağaç dikim işinde…
O kupkuru dağ şimdi Uludağ gibi yeşillll…
***
Türkiye yeniden Balkanlar’ı keşfetmek ve gönülleri fethederek var olmak için yoğun bir çaba gösteriyor.
TİKA ile Bursa Büyükşehir Belediyesi sayesinde önemli yol alındı.
Ancak, oraya bazı güzellikler götürürken, umarım çarpık kentleşmemizi ve doğayı katletmemizi o güzelim topraklara ihraç etmeyiz!
