Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Reşat Nuri Güntekin ve Bursa

Reşat Nuri Güntekin ve Bursa

Size epeydir bir kitaptan söz edememiştim.
Hayır okumadığımdan değil, gündemin arkasından koşmaya çalıştığımız için…
Kosova-Üsküp gezisi sırasında 39 saatlik yol boyunca arkadaşlarımdan biri de Reşat Nuri Güntekin’di.
Miskinler Tekkesi adlı kitap yol boyunca bana eşlik etti.
1930’lı yıllarda dilencilerin dünyasını anlatan bir roman bu…
O kadar gerçekçi, o kadar içten yazılmış bir roman ki, düşündüm acaba Reşat Nuri bu romanı yazarken dilencilerin dünyasına karıştı mı?

***

Çok şaşırdığım bir girişi vardı kitabın…
Roman kahramanı öyle anlatılmaya başlandı ki, İvan Goncarov’un Oblomov’u aklıma geldi.
Okuyanlar bilecektir, tembellik üzerine yazılmış bir başyapıttır Oblomov…
Acaba hangisi daha önce yazıldı diye düşünürken, Reşat Nuri’nin dilenciliğin temelinde “tembellik” olduğunu anlatmak için yazdığını sayfalar ilerleyince anladım.
Yani bu bir tembellik romanı değil, dilenciliğin temeli olan tembellik anlatılıyor:
“Şimdi olduğu gibi, çocukken de pek canımın kıymetini bilirdim. Koşmaca, kaydırak, birdibir gibi oyunlar asla işime gelmezdi. Akşam üstleri açılır-kapanır iskemlemi konağın bahçe kapısına kurar, vücuduma göre çok kocaman olan başımı mutfağın sarmaşıklarla kaplı duvarına yaslayarak karşı viranede oynayan çocukları seyrederdim.

…….

Gene şimdi olduğu gibi o zaman da gücüm, kuvvetim yerindeydi. (Çocuklardan) Hangisini istesem evelallah, ayağımın altına alır evire çevire tepeleyebilirdim. Fakat bunun için yerimden kalkmak, koşmak, toz toprak içinde yuvarlanmak gibi bir sürü lüzumsuz hareket yapmak lazımdı. Ancak bu değer mi? “

***

Bir tür tembelliğe övgü gibi başlıyor yapıt…
Birkaç sayfa sonra anlıyorsunuz ki, kahramanın dedesi de Padişah İkinci Mahmut’un “ekmek kırıntılarını” toplayan bir dilenci…
Dededen toruna geçmiş dilenme işi…

***

Reşat Nuri Güntekin’in kitaplarında mutlaka Bursa’nın adı geçer.
Burada da öyle oldu.
Kahramanımız yaz dönemi dilenmek için tıpkı hac gezisine benzettiği Bursa’yı ve Yalova’yı seçiyor.
Yaptığı meslekten ötürü kendisini beğenmeyen oğlunun okumak için gittiği yer de Bursa…
Bir roman kahramanını Bursa’dan seçen, Zeyniler’i anlatan, öteki kitaplarında çokça Bursa’nın adını geçiren Reşat Nuri’nin adına acaba Bursa’da ne var?
Zeyniler’deki bir kuru tabela dışında?

Kıyafet müzesi’ni hiç gezdiniz mi?

Kitabı okurken bir cümle çok dikkatimi çekti.
Sultanahmet, Ayasofya, Divanyolu, Fatih’e doğru giden yol üzerinde bir kıyafet müzesinden söz ediyor Reşat Nuri Güntekin…
Roman Abdülhamit döneminde geçtiğine göre 1900’lü yılların başı gibi demek ki oralarda bir kıyafet müzesi var.
O tarihte böyle bir şeyin düzenlenmiş olması çok ilginç doğrusu…

***

Tam bunu okurken, yanımda olan arkadaşlara döndüm sordum, Bursa’da Muradiye’de Esaat Uluumay’a ait bir kıyafet müzesi var, gezdiniz mi?
Bir kişi hariç gezen olmamış…
Oysa Bursa’nın önemli zenginliklerinden biridir bu kıyafet müzesi…
Geçmiş kültürümüzün bütün izlerini orada görmek mümkün…
İstanbul’da olsaydı, dünya tanır ve bilirdi bu müzeyi…
Ne yazık ki Bursa, Uluumay Halk Kıyafetleri Müzesi’nin değerini de bilmiyor!

Loading