Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Allah yolunu açık etsin, hükmü tarih versin!

Allah yolunu açık etsin, hükmü tarih versin!

12 yıldır bu ülkeyi tek başına yöneten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, artık cumhurbaşkanı adayı!
Daha doğrusu “cumhurbaşbakan” adayı olduğunu açıkladı.
Yani hem cumhurbaşkanlığı makamını işgal edecek hem de başbakanlık makamını bizzat idare etmeye çalışacak!
İzin verirlerse tabii…

***

İki anlamı var bu adaylığın…
Birincisi, 12 yıldır iktidarı elinde tutan güçlü adam Recep Tayyip Erdoğan’ın, başarılarını taçlandırarak Türkiye’nin en üst makamına çıkması…
Başarı derken, bazıları hemen “Ne başarısı?” diye sorabilir ama tekrar etmekte yarar var; “Girdiği her seçimi kazanan Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasındaki halk desteğinin bir anlamı yok mu?” diye sormak isterim.

***

12 yıldır ülkemiz ciddi bir ekonomik krizle sarsılmadı.
2008-2009’da krizi değdi geçti!
Bu süre boyunca Türkiye bir iki dönem hariç sürekli büyüdü.
Hastaneler artık çile doldurulan yerler olmaktan çıkarıldı, “Sağlığa hekim odaklı bakmak yerine, hasta, vatandaş odaklı bir bakış açısına” geçildi.
Mustafa Kemal Atatürk döneminden sonra ilk kez demiryollarına önem verildi; raylı sistemler hızlı trenle taçlandırıldı.
Hava yolu ulaşımı herkesin yararlanabileceği bir şekle geldi.
Gelir dağılımından en az pay alan yüzde 20’nin payı ciddi bir şekilde arttı.
Duble yollar tüm Türkiye’yi sardı.
Sigara yasağıyla ciddi bir şekilde mücadele edilerek, ülke çağdaş dünyadaki yerini aldı.
Enerji alanında bazı HES’lerin doğayı katletmesi hariç ciddi adımlar atıldı.
Rüzgar enerjisi ve Nükleer enerji alanında yapılanlar ülkenin geleceği açısından çok önemli…
Başörtüsünün önündeki engeller kaldırılarak, örtünün ülkeyi bölmeyeceği, yıkmayacağı, laikliği ortadan kaldırmayacağı anlaşıldı.
Yani bu alanda ülke normale döndü.
Askeri vesayet ortadan kalktı.
Kürt sorununun çözümü konusunda olumlu ve önemli adımlar atıldı.

***

İlk aklıma gelenler bunlar…
Yani Recep Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığı adaylığına taşıyan bu başarılar!
Bu hizmetlerinden ötürü toplumun bir kesiminin ölesiye sevdiği bir lider konumunda Tayyip Erdoğan…

***

Elbette olumsuzlukları da bir o kadar var…
Tarihe ne yazık ki, 21. Yüzyılın despot liderleri arasında gösterilerek girecek.
Gezi direnişi sırasında öldürülen 7 genç unutulmayacak.
“Ananı al da git” sözü onu ölümünden yüz yıl sonra bile takip edecek!
Silivri Toplama Kampı’nın sorumluluğunu şimdilik Gülen Hareketi’ne yıktı ama bu tezgâhın siyasal sorumluluğu, orada çekilen acıların günahının büyük bölümü Tayyip Erdoğan’a yazılacak!
Askeri vesayeti bitirdi ama yasama, yürütme ve yargıyı kendine bağlamaya çalışan yani sivil vesayet kurmaya çalışan biri olarak bilinecek.
Komşularla sıfır sorun sloganıyla başlayıp, birçok komşuyla kavga noktasına gelen dış politikası hiç unutulmayacak!
Ne Suriye’de yaptıkları unutulacak, ne de Kerkük’ü Barzani’ye peşkeş çekmesi…
Bu konuda da listeyi uzatabiliriz!

***

Görünen o ki, sistemi ne kadar zorlarsa zorlasın, Tayyip Erdoğan aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı makamına kaçıyor!
Yargılanmaktan, hedef tahtası olmaktan çıkmaya çalışıyor.
Onca yıl çalışmaktan yoruldu, dinlenmeye gidiyor.
Allah yolunu açık etsin, artık onun hesabını tarih görsün!

***

Bu yazının dipnotu: Başbakanlık bekleyen bazıları yine havasını alacak. Öyle görünüyor ki, Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, partinin emanetçisi olacak. Tayyip Erdoğan’ın Yıldırım Akbulut’u olmaya aday Şahin’i başbakanlık makamında görürsek şaşırmayalım!

Loading