Geçtiğimiz hafta sonu, “Çözüm Süreci” nedeniyle Türkiye’nin, hatta dünyanın gözünü diktiği Diyarbakır’daydım.
Bunca yıllık yaşamımda, siyasal tartışmaların odağındaki bu kente bugüne dek gidememek büyük eksiklikti.
“İlk kez mi Diyarbakır’a geliyorsunuz?” sorusuna ne yazık ki, utanarak “evet!” yanıtını vermek zorunda kaldım.
Ama sonra düşündüm, esas utanması gereken ben miyim; yoksa, faili meçhul cinayetler işleyenler ile polisin, askerin kafasına arkadan kalleşçe kurşun sıkanlar mı?
Onların yarattığı kaos ortamında, can güvenliğinden yoksun bir kente nasıl gönül rahatlığıyla gidilebilir?
Sanırım bu yüzden, dünyanın en kadim kentlerinden biri olan Diyarbakır’a yılda sadece 250 bin turistin geliyor!
XXXXXX
Bu gezi sırasında şansım çok yaver gitti.
Diyarbakır’ı iki farklı gözle görme olanağı buldum.
Gıyasettin Bingöl’ün yakın arkadaşı, benim de uzun yıllar tanıdığım HDP Milletvekili Altan Tan’a teşekkür ediyorum, Diyarbakır’ın görülmesi gereken her yerini adeta bir turist rehberi gibi bize gezdirdi.
Hem de şoförlüğünü bizzat yaptığı kendi aracıyla…
ASGD Genel Başkanı İbrahim Erdoğan ile TGF Genel Başkanvekili Yılmaz Karaca’nın da katıldığı bu hızlı turda, özellikle yeni ve modern Diyarbakır’ı gördüğümüzde tam anlamıyla “şoke olduk!”
Kilometrelerce büyüklükteki 6 gidiş, 6 geliş bulvarlar!
Altan Tan, “40 bin yeni apartman” olduğunu söylüyor.
Sürekli olarak da yenileri inşa ediliyor!
Ucu bucağı görünmeyen apartman denizi yani…
XXXXXXX
Her yer sitelerle dolu…
Temiz, düzenli ve son derece modern evler!
Sitelerin içi yüzme havuzları, çocuk oyun parkları ile dolu!
Sitelerin hemen dışında geniş yeşil alanlar…
Diyarbakır bozkırı adeta yeşil vaha haline getirilmiş…
Kim demiş HDP’li belediyeler çalışmıyor diye?
Planlama mükemmel, alt yapı çok güzel!
İnsanın “Türkiye’de belediye başkanları Diyarbakır’a gitsin de şehircilik görsün!” diyesi geliyor!
XXXXXXX
Tam bu noktada bir de eleştiri yapma zamanı…
Ahmet Kaya’nın da seslendirdiği Suzan Suzi türküsünde geçen Kırklar Dağı’nın Düzü denilen yer, BDP’li belediye tarafından rezil edilmiş!
Diyarbakır’ın en güzel yerlerinden birinde korkunç beton binalar dikilmiş…
Bizim Doğanbey gibi olmuş…
XXXXXXX
Bir arada Diyarbakır’da polis müdürlüğü yapan sevdiğim bir arkadaşımla da söyleşme olanağı buldum.
Eyvan gecesinde bir süre bana eşlik etti, sonra da kısa kısa konuşmalarımız oldu.
Yani devletin güvenlik görelisi gözüyle de gördüm Diyarbakır’ı…
O arkadaşım “devlet buradan çekildi!” dedi özetle…
Anladığım kadarıyla anlaşma, uzlaşma olursa sonuç iyi olacak; aksi durumda büyük bir dalgayla karşı karşıya kalabilir Türkiye Cumhuriyeti…
XXXXXXX
Diyarbakır şimdi barışın ve çözüm sürecinin meyvelerini toplamaya başladı!
Böyle devam ederse hem Kürtler kazanacak, hem de Türkiye Cumhuriyeti…
XXXXXXX
Tam bu noktada bazıları soracak, Türkiye Cumhuriyeti nasıl kazanacak diye?
Çatışma ve savaş, her daim radikallerin değirmenine su taşır!
Türkiye’den kopmak isteyenler, savaştan, şiddetten, kandan beslenenler bu süreçte arka planda kalmaya başladı.
Şunu unutmamak lazım ki, barış sürecinden egemen kültür her dönem kazançlı çıkar!
XXXXXXX
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti 40 yıldır bu bölgeye yüzlerce milyar dolar aktardı, savaşı sürdürmek için…
Şimdi o paralar yatırıma gidiyor.
Güneydoğu kentleri toparlanıyor, yeniden ayağa kalkıyor.
Bu da Türkiye’nin gelişmesine, kalkınmasına, büyümesine yol açıyor!
Durmak yok, barış aramaya devam!
