Bursa Büyükşehir Belediyesi deyim yerindeyse adeta kaynıyor!
Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Daire Başkanlığı’na bağlı Kültür Müdürlüğü’nde Genel Koordinatörlük görevinde bulunan Servet Hocaoğulları’nın görevden alınması büyük çalkantı yarattı.
Önce Bursa’dan gammazcılığıyla bilinen şehir eşkıyası, başta Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe olmak üzere, Genel Sekreter Seyfettin Avşar ile Kent Konseyi Başkanı Semih Pala’ya tehditler savurdu.
Sonra olayı, yaygın olarak yayın yapan bir internet sitesine taşıdılar.
Daha doğrusu her taşın altında “Paralelci” arayan cadı avcılarına malzeme verdiler.
XXXXXXX
Yazılanlara baktım, çoğu yalan-iftira…
Önce şu noktayı açıklığa kavuşturmak lazım, her belediye başkanı, kendine yakın bir ekiple çalışmak ister!
Yüzde 50 oyla seçilmiş, halkın iradesiyle oraya gelen başkana, “Sen şununla çalışabilirsin, bununla çalışmana izin vermeyiz” demek küstahlık değil mi?
Kimin böyle bir şey yapmaya hakkı olabilir?
XXXXXXXX
Servet Hocaoğulları’na gelince, belediye kaynaklarından edindiğim bilgilere göre, bir yıl içinde dört kez rapor almış, 92 gün işe gitmemiş bir “koordinatör!”
Neyi koordine ettiğini bilemedim ama eğer bu rakam doğruysa, bankamatik çalışanı olduğu ortada değil mi?
Bu durum başkalarının hakkını yemek anlamına gelmiyor mu?
Birilerinin akrabası, Milli Görüş, İmam Hatip ekibinin adamı olması, ilgili kişiye dokunulmazlık kazandırabilir mi?
XXXXXXX
Ayrıca edindiğim bilgilere göre Servet Hocaoğulları, bürokrasinin en temel kurallarından birini de ihlal etmiş!
Paralelcilerle ilgili yazdığı bir kitap nedeniyle izinsiz bir şekilde televizyona çıkmış…
Başkan Altepe de, “Belediyenin binlerce çalışanı var. Hiç biri amirinden izinsin beyanat veremez. Yöneticilerimiz benden izin alarak, kendi konularıyla ilgili konuşabilirler” diyor!
XXXXXXX
Tam bu noktada şunu söylemek farz oldu.
Bunca zaman mağdur olanların, mağrur bir şekilde zulüm etmesini anlamak gerçekten mümkün değil!
Hani Yeni Türkiye vardı?
Eski Türkiye’de “Komünist”, “Kürtçü”, “Şeriatçı” avı yapılırdı.
Yeni Türkiye’de önce “Ergenekoncu” avına çıkılmıştı, şimdi Fethullah Gülen’e sempati duyanlar fişlenip, deşifre edilmeye çalışılıyor.
Kamudaki hemen her yöneticinin yedi sülalesi araştırılarak, Gülen Hareketi ile ilgili bir bağlantı kurulmaya çalışılıyor.
Gerçekten işi suyu çıktı.
XXXXXXX
Söz konusu yazıda, belediyedeki bazı yöneticilerin çocuklarının Gülen Hareketi’nin okullarında okuduğu veya görev aldığı bilgilerine yer veriliyor.
Bu durumda sormak lazım, Faruk Çelik, Hayrettin Çakmak başta olmak üzere Ak Parti’nin önde gelenlerinin bir çoğunun çocukları bu okullarda değil miydi?
Neden özellikle bazı isimler hedef seçiliyor?
Yoksa bu işin altında yerel yönetimleri yeterince “söğüşleyememek” olmasın?
Acaba Bursa Büyükşehir Belediyesi birilerini “ilan manyağı” yapsa, aynı yazılar yazılır mıydı?
