Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Tarihten günümüze alçaklıklar!

Tarihten günümüze alçaklıklar!

En temel evrensel hukuk ilkesidir, “Herkes kendi işlem ve eyleminden sorumludur. Başkalarının yaptıklarından ötürü bireye kolektif ceza sorumluluğu yüklenemez.”
“Sorumluluğun bireyselliği ilkesi” deniyor buna…
En temel insan haklarından olan bu ilkeye ne yazık ki, Türkiye’de hiç uyulmuyor.
Kardeşinin eylem ve işleminden, anne-babasının davranışından veya çocuğunun yanlışından ötürü suçlananlar, haksız yere eziyet çekenler hatta sürgüne gönderilenler olduğunu biliyoruz.
Osmanlı döneminde kardeş katilliğine kadar varmıştı bu durum…
Hatta Muhteşem Süleyman, oğlu Mustafa’nın bebek yaştaki çocuklarını bu yüzden Bursa’da boğdurmuştu!

***

Günümüzde askerde vardır böylesine bir yanlış tutum!
Askerlik yapan herkesin başına gelmiştir, biri yanlış yapar tüm birlik “Sürünme cezası” alır!
Bir aşiretin, bir akraba topluluğunun, hatta bir ilçenin cezalandırıldığı da görülmüştür.
Tarihte Demokrat Parti’nin yaptığı ise unutulamaz!
Demokrasiyle hiç ilgisi olmayan ama “Demokrasi yıldızları” diye afişler hazırlayanlara Adnan Menderes’in bir uygulamasını anımsatmak isterim.
1954 seçimleri, Demokrat Parti’ni zaferiyle sonuçlandı. 508 sandalye DP’nin olurken, CHP yüzde 35 oyla sadece 34 milletvekili çıkarabilmişti.
Politika tarihinin renkli simalarından Osman Bölükbaşı’nın Cumhuriyetçi Millet Partisi ise sadece Kırşehir’i alarak 4 milletvekili çıkarmıştı.
O yıllarda herhangi bir ilden bir oy fazla alan parti, tüm milletvekillerini çıkarıyordu.
Ezici zaferine karşın DP ileri gelenleri tatmin olmamış olacak ki, Kırşehir’i ilçe yapıp, Nevşehir’i il yaparak, Kırşehir’i oraya bağladılar.
Bunun adına da “Seçimle gelen her şeyi yapabilir!” dediler!
Oysa demokrasinin temel kuralı şu, “Yöneticiler mutlaka seçimle gelmeli ama evrensel kurallara göre yönetmeli, kafalarına göre değil!”

***

Görünen o ki, bir bireyden ötürü öteki kişilerin, toplulukların cezalandırılması tarihte hep oldu, insan hakları ve demokrasinin gelişemediği ülkelerde olmaya da devam edecek.
Sünni İŞİD, Türkmenlerin, Iraklıların kafalarını kesmeye devam edecek, sırf Şii oldukları için…
Radikal İslamcı militanlar, Hıristiyan veya Yahudileri öldürmeyi sürdürecek, onların sadece dini kimliklerine bakarak!
Ne yazık ki, uygar dünyanın sahiplendiği İsrail de, Filistin’de yaşadıkları ve Filistinli oldukları için çocukların başlarına bomba yağdıracak!
Ne zamana kadar?
İnsanlar bireyselleştiği, toplumlar uygar olduğu zamana kadar!

PYD’ye verilen silahlar Türk ordusuna döner mi?
Sık sık dile getiriyorum, görünen o ki, İslam dünyası, biraz da Batı’nın sömürgeci tutumu nedeniyle orta çağını yaşıyor.
Ne yazık ki, biz en vahşi coğrafyanın kıyısında, hatta ortasında yer alıyor ülkemiz…

***
İŞİD gibi örgütler orta çağın bataklığında üreyen sivrisinekler, piyonlardır.
Bu tür zalim örgütler günü gelince gidecek gitmesine de, birçok insanın yaşamını söndürerek, yani can yakarak gidecek!
Umarım, İŞİD belası bittiğinde, Türkiye’nin başına başka çoraplar örülmez!
Ayrıntıya girmeye gerek yok ama İŞİD’le savaşan PYP/PKK’nın geçmişi de bu konuda çok parlak değil…
İnşallah PYD’ye verilen silahlar günü gelince PKK tarafından Türk ordusuna doğrulmaz!

Loading