Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Milli kütüphane mi milli felaket mi?

Milli kütüphane mi milli felaket mi?

Yemen tarihi konusunda bir çalışma için Ankara’da Milli Kütüphane’ye gittim.
Sonda söyleyeceğimi baştan belirteyim, beklentimle karşılaştığım tablo çok farklıydı.
Daha giriş sırasında olumsuzluklar başladı.
Turnikelerden girmek deveye hendek atlatmaktan daha zordu.

Elinde kart olanlar bile girmekte zorlanırken, basın mensubu olmanın avantajı ile yüksek güvenlikli bu yere (!) birkaç hamleyle girmeyi başardım.
İçerisi çok kalabalıktı; Ankara’nın güneşli sonbahar havasını bir kenara bırakıp, kütüphaneye koşmuş insanlar. “Kütüphanede araştırma yapıyor, kitap okuyor” diye düşünerek mutlu oldum.
Ancak kazın ayağı hiç de öyle değilmiş. Kütüphane kütüphane olmaktan çıkmış, öğrenciler için çalışma ofisleri haline dönüşmüş…
Her salon tıklım tıklım dolu, üniversite öğrencileri derslerine çalışıyor!
Kitapla – mitapla alakaları yok yani!

***

Ben kataloglara bakıp kitap seçeceğimi düşünürken, “Bilgisayardan bakıp istediğinizi işaretleyin, sonra kağıda dökün, bize getirin” dedi bankodaki ve orada bulunmaktan hiç de mutlu olmadığı yüzünden belli olan memur!
İnternet üzerinden Milli Kütüphane’ye girdim, Yemen yazdım, 7 – 8 yayın çıktı karşıma…
Beş altısını işaretledim, yaklaşık yarım saat kâğıda geçirerek kitapla alakası olmayan memura götürdüm.
Kültürün, kitabın yanından geçmemiş memur “Ancak üç kitap alabilirsiniz, o da öğleden sonra…” dedi.
Her saat kitap indirmek mümkün değilmiş, sabah ve öğle saatlerinde liste alınabiliyormuş!
“Olsun” dedim… Nasılsa kütüphanedeyim, en sevdiğim yerde, kitaplara bakar, okurum dedim.
Ne mümkün?
Sadece gazetelerle zaman geçirmek zorunda kaldım.

***

Sonra işaretlediğim üç kitap geldi.
Birinin konuyla hiç alakası yok.
“Kalbimin kapılarını aç” diye Budizmi anlatan kitap Yemen başlığı alında sunulmuş bize…
Yeni liste oluşturdum götürdüm.
Bazı kitaplar için “yok” dedi daha bakarken…
Zaten o başlıkta 10 kitap vardı, biri de afiş çıkmaz mı?
“Gidin sanat bölümünden o afişi alın” dedi görev başındaki memur!
Erkan Oğur’un Dönmez Yol afişini ne yapayım?
“Siz bunu neden Yemen başlığı altına koydunuz?” diye sordum, yanıt yok!
İnanır mısınız, koca Milli Kütüphane’de Yemen’le ilgili tek bir kitap vardı!

***

Sözü daha fazla uzatmayayım.
Milli Kütüphane benim gördüğüm kadarıyla bir milli felaket olmuş…
Araştırmacılara hiç yardım edilmeyen, günlük kullanılan bir alan haline gelmiş…
Tam da Tayyip Erdoğan diliyle seslenmek istersem; “Ey Kültür Bakanı!.. Eyyyy Kütüphaneler Genel Müdürü siz ne iş yaparsınız?
Yolunuz şu kütüphaneye hiç düşmez mi?
Koca başkentte tek bir araştırma kütüphanesi olmasına hiç mi itirazınız olmaz!
Böyle bir ülkede bilim, sanat, edebiyat gelişir mi?”

Loading