Yıllar önce tanıdığım bir hekim arkadaşım /ağabeyim bana, “Mason olur musun?” diye sormuştu.
“Hayır” deyince, “Rotaryen, Lions ol o zaman” demişti.
Genellikle bu üç “burjuva örgütü” bir arada anılıyor.
Masonluğa karşıydım çünkü…
Meslek gruplarının bir araya geldiği örgütlenmenin “gizli” olmasının bir anlamı olabilir mi?
Madem yasa dışı bir işiniz yok, neden kapalı kapılar ardında toplantılarınızı yapıyorsunuz?
Lions ve Rotaryen’lere gelince; kapalı devre yayın yapmamış olsalar da halktan kopuk olmaları, kişisel hedeflerinin ağırlık kazanması ve çevre edinme telaşıyla girilen örgütlenmeler olduğunu düşündüm hep…
***
Bunlar siyasetin uzağından bile geçmeyi kendilerine yediremezlerdi.
Ne zaman ki, AKP iktidar oldu, bu örgütte yer alanların ayakları biraz suya erdi!
Çoğu tatlı su liberali Lions ve Rotaryen’ler, Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet’in ayaklar altına alınması kendi yaşamlarını da tehdit ettiği için uyanmaya başladı.
Bugün günümüzün en muhalif odaklarının başında Lions ve Rotaryenler geldiğini söylersek, abartmış olur muyuz acaba?
Burjuva cemaati kendi yaşam biçimine yönelik tehlike nedeniyle artık siyasete ‘tu kaka’ dememeyi öğrendi.
***
Nitekim Lions’ların Cumhuriyet’in 91. yılı dolayısıyla Çelik Palas’ta düzenlediği gece, geçen yıl olduğu gibi adeta Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet için bir gövde gösterisine dönüştü.
Bursa ve hinterlandının üst örgütlenmesi 118 K Bölge Guvernörü Nejat Yahya’nın öncülüğünde düzenlenen muhteşem gecede bir de Cumhuriyet Sözcüsü ödülü verildi.
Geçen yıl Bekir Coşkun’a verilen ödüle bu yıl Prof. Dr. Emre Kongar layık görüldü.
***
Cumhuriyet döneminin en önemli toplumbilimcilerinden biri olan, Kemalist dünya görüşünün en yılmaz savunucularından Prof. Dr. Kongar’a Cumhuriyet’in 91. Yılında bu ödülün verilmesi bile başlı başına bir mesajdı.
Daha da anlamlısı Emre Hoca’nın gecede yaptığı konuşmaydı:
“Şimdiye kadar sırt üstü yatıp yukarıdan verilen hakların keyfini sürdünüz. Şimdi bedel ödeme zamanıdır. Kendiniz için istediğiniz saygınlığı başkaları için de istemelisiniz.”
“Burjuva cemaatini” mücadeleye çağıran bu önemli çağrının bir bölümünde Manzara-i Umumiye’den de söz etti Emre Kongar:
“Cumhuriyet kurulduğunda nüfusumuz 11 milyondu. Kılıç artığı bu nüfusun çoğunlu sıtma, trahoma, verem gibi hastalıklara sahipti. 11 milyon insanın sadece 1 milyonu okuma-yazma biliyordu. Bunun da yarısı sadece adını soyadını yazabiliyordu. Bugünkü koşullar o günün koşulları yanında bir hiçtir.”
***
Bu yazının dipnotu: Harf devrimine karşı çıkan alıklara yukarıda rakamı bir kez daha anımsatmak isterim. Koca ülkede sadece 500 bin kişi okuma yazma biliyordu. Onun da binde biri lise / üniversite mezunuydu.
MUHTEŞEM GECE, HARİKA ORGANİZASYON!
Doğrusu son yıllarda katıldığım en güzel geceydi.
Organizasyon katılan herkesten tam puan aldı.
Harika bir gece yaşattı bize Başkan Nejat Yahya ve ekibi…
Kadınlı-erkekli üyelerden oluşan Vals gösterisi tam bir Çağdaş Türkiye görüntüsüydü.
Vals’ın ardından hep birlikte Zeybek oynamaları, muhteşem bir tablo ortaya koydu.
***
Başkan (Guvernör) Nejat Yahya mükemmel bir ev sahipliği yaptı.
Murat Kuter, Gül Kolaylı, Ekrem Demiröz en ön masada oturduk.
İlk kez bir organizasyonda basın mensuplarına bu kadar önem verildiğine tanık olduk.
En önde oturduğumuz gibi, ödül töreninde de sahneye davet edildik.
Bunda basın işlerini yürüten deneyimli gazeteci Nadir Tülek’in de payını belirtmek durumundayım.
Lions yönetim ve üyelerine hem duyarlılıkları için hem de mükemmel organizasyon için kendi adıma buradan teşekkür ediyorum.
