Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Kürt siyaseti, HDP ve Türkiye

Kürt siyaseti, HDP ve Türkiye

Türkiye siyasetinin en önemli aktörlerinden birinin Halkların Demokratik Partisi olduğunu söylemek abartı olmaz sanırım.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş’ın ortaya koyduğu performans ve Çözüm Süreci’ndeki rolü nedeniyle Türk siyasetinin kilit partilerinden biri oldu HDP…
BDP’nin sadece Kürtlerin partisi olduğu algısını değiştirmek amacıyla oluşturan HDP’nin Bursa birinci olağan il kongresi dün Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirildi.

Kongrede il başkanlığına seçilen Yüksel Akgün ile İl (eski) başkanı Nadir Kırlılar, özel olarak Gazete Bursa’ya davetiye de getirdikleri için toplantıda hazır bulunma zorunluluğunu hissettim.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın sempatisini kazanan Selahattin Demirtaş’ın da katılıp konuşacak olması, orada bulunma isteğimi arttırdı.

XXXXXXX

Atatürk Spor Salonu’na Tabip Odası eski başkanlarından Dr. Bülent Aslanhan ile gittim.
CHP içinde siyaset yapmakla birlikte Kürt siyasetinin nabzını çok iyi tutan, hatta Kobani’den göç edenlerin sağlık sorunlarına çözüm bulmak amacıyla Suruç’a bile giden bir isim Dr. Aslanhan…
İkimizin kafasında aynı sorular vardı:
Amaçlandığı gibi HDP bir Türkiye partisi olabilecek mi?
Selahattin Demirtaş çizgisi bu partiye egemen olacak mı?
Yoksa sadece Kürt sorunu üzerinde dolaşıp duran, kısır döngüyü kıramayan etnik kökenli bir parti olarak mı kalacak?
Kongrede dinlediğimiz Demirtaş, tam da Türkiye partisine uygun bir konuşma yaptı.
DOSAB’da kurulmaya çalışılan termik santralden tutun Soma ve Ermenek’teki facialara kadar Türkiye’nin birçok sorunundan söz etti.
Sömürüden, emeğin dayanışmasından, ezilen halkların egemenlere karşı birlikte tavır alması gerektiğinin altını çizdi.
Tam bir sol ve sosyalist bir söylemle karşı karşıyaydık.
XXXXXXXX
Gerçekten de Demirtaş’ın söylemi Türkiye’nin dört bir yanına hitap edebilecek nitelikteydi.
Ancak kürsüde asılı olan Abdullah Öcalan posteri ile sık sık atılan “Biji Serok Apo” sloganı bu işin hiç de kolay olmayacağını bize gösterdi.
HDP yöneticileri, Türkiye’nin büyük çoğunluğunun duyarlılıklarını yeterince algılamadıklarını ortaya koymuş oldular.
XXXXXXXX
Partiler açısından bakıldığında temsilci gönderen tek kuruluş CHP’ydi.
Eski il başkanı Erhan Sevimli gelmişti kongreyi izlemeye…
Ne AK Parti’den bir temsilci vardı, ne de öteki partilerden…
Demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinden de ilgi azdı.

XXXXXXX

Tam bu noktada şuna dikkat çekmek isterim ki, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sempati kazanan Kürt siyaseti, 6-7 Ekim olayları nedeniyle ivme kaybetti.
Şiddetten beslenen bir yapının Türkiye’de egemen olabileceği düşüncesi sadece Türkleri değil, farklı düşüncedeki Kürtleri bile tedirgin etti.
Şimdi bunu toparlamaya çalışıyor HDP…
XXXXXXX
Ancak, görünen o ki, HDP tek başına seçime girdiği takdirde baraj sorunu yaşamaya devam edecek.
HDP’nin tek çıkış noktası ya CHP ile ittifak arayışı içinde olması ya da bağımsız girmesi…
HDP’nin baraj altında kalması durumunda en korkulan senaryo AKP’nin anayasayı değiştirecek bir çoğunluğa ulaşması…
XXXXXXX
Bu yazının dipnotu: Yüksel Akgün’ün il başkanı olarak belirlenmesi, HDP’nin Türkiye açılımının bir adımı olarak görmek gerekiyor.

Loading