Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Türkler özgür olmadan Kürtler özgürleşebilir mi?

Türkler özgür olmadan Kürtler özgürleşebilir mi?

Yazdığı tarihsel romanlarla Türk edebiyatının son yıllarda yetiştirdiği en önemli isimlerden biridir Reha Çamuroğlu…

Bir dönem Adalet ve Kalkınma Partisi’nde siyaset de yapan Çamuroğlu, geçtiğimiz yılın son günlerinde verdiği bir mülakatta, çok önemli şeyler söyledi.

AKP’nin Türkiye’ye getirdiği durumun fotoğrafını çeken Çamuroğlu, söyleşinin bir bölümünde de HDP/PKK çizgisine yönelik de son derece objektif bir değerlendirmede bulundu.

Hürriyet Gazetesi’nde yer alan o söyleşiden çok önemli gördüğüm o bölümü aktarayım:

Soru: 2014 Türkiye’si size göre nasıl bir ülke?

Çamuroğlu: Gezi olayları sırasında Tayyip Erdoğan, ‘Yüzde 50’yi evlerinde zor tutuyorum’ dedi. Birincisi, bu abartılı bir rakam… Oy kullanmayanlar da bu milletin bir parçasıysa Ak Parti’nin o dönemde aldığı oy yüzde 37-38’dir. O lafı etmek ‘Diğer yüzde 50’yi benden saymıyorum’ demektir. Diğer yüzde 50’si ise değerli hocam Şerif Mardin’in 80’li yıllarda vurguladığı cümle aklıma gelir; ‘Bu gidişle Türkiye’de iki ulus olabilir.’ Ben bugün Türkiye’de üç ulus gözlemliyorum. Bir, Müslüman Kardeşler ulusu. Yeni Türkiye’nin öznesi olarak tasarladıkları ulus budur. İki Laik Türk ve Kürtler ve İslamcı olmayan Müslümanlardan oluşan bir ulus… Üç, Kürt ulusu…
Soru: Laik Kürtleri Kurt ulusundan ayırıyor musunuz?

Çamuroğlu: Onlar katılabilir de, ayrılabilir de… Ama onların çoğunun asıl duruşu Kürt ulusu tarafında. Görüyoruz ki, laik Kürtler çoğu zaman Kürt ulusal çıkarlarını genel Türkiye çıkarlarının üzerinde tutuyorlar. Süreyya Önder gibilerin söylemlerine baktığımızda Türkiye’de demokrasinin onlar için ikinci planda olabildiğini, esas meselesinin Kürtlerin sorunlarının çözülmesi olduğunu görüyoruz. ‘Biz özgür olalım, Türkiye’de zaten demokratik olur’ gibi otomatik bir doğum beklentisi içinde olduklarını görüyoruz ki, bu çok hatalı. Eğer Türkiye’de otokrat bir rejim stabilize olur tamamen yerleşirse Kürtlerin de özgürlüğe ilişkin pek şansı kalmayacaktır.”
(Hürriyet Gazetesi, 17 Kasım 2104 Pazartesi)

XXXXXXX

Merak ediyorum, Reha Çamuroğlu’nun sözlerine itiraz edebilecek bir sol/sosyalist düşüncede kişi var mı?

1980 öncesi bizim de böyle toptan çözümlerimiz vardı.

Sosyalizm kurulunca Kürt sorunu, cinsiyet ayırım ve de aklımıza gelen her şey çözülecekti!

Öyle olmadığını sosyalist ülke deneyimleri bize gösterdi.

XXXXXXX

Yarının toplumunu bugünden kurmak, en azından tohumlarını atmak gerekiyor.

Ne yazık ki, siyasal Kürt hareketi şimdi kendi çözümünü dayatmak için AKP’nin despotik rejimine bile razı görünüyor!

Tek talepleri var, Kürt sorunun çözümü!

Kargadan başka kuş tanımıyorlar!

XXXXXXX

Üzerinden çok zaman geçmedi.

AKP iktidarı, Ergenekon ve Balyoz operasyonlarıyla Türkiye’yi despotik bir rejime doğru sürüklerken, siyasal Kürt hareketi bu zulmü destekledi. Türkiye solcuları kan ağlarken HDP’yi oluşturan unsurlar AKP ve Cemaat’in hamlelerine alkış tuttu.

AKP’nin derin devleti bir süre sonra KCK’ya yönelince durumu anlar gibi oldular ama geç kaldılar.

Aymaz liberaller de aynı noktaya düşmedi mi?

Türkiye’nin otokrat bir rejime sürüklenmesinde liberal solcuların desteğini kimse unutmuyor/unutamıyor.

Onlar şimdi hariçten gazel okumaya çalışıyorlar.

Hasan Cemal, Ahmet Altan, Cengiz Çandar, Halil Berktay, Murat Belge ve adını saymaya gerek duymadığım AKP destekçisi liberal eski sol tayfa sıfır itibarlarıyla muhalefet yapmaya çalışıyorlar.

XXXXXX

HDP bileşenleri de bunca gelişmeden ders almadan, AKP’nin oltasına, oyununa çanak tutuyorlar!

HDP’liler sanıyor ki, bağımsız adaylarla seçime girmek yerine AKP’ye anayasayı değiştirecek çoğunluğu hediye etmenin bedelini sadece Türkler ödeyecek

Hayır, Türkler özgürleşmeden, Türkiye’ye demokrasi gelmeden, Kürtler özgürleşemez, demokrasi içinde yaşayamaz!

XXXXXXX

Aslında yapılması gereken şey, HDP’nin CHP ile ittifak halinde seçime girmesi…

Kim bu ittifaka yanaşmazsa tarihsel bir sorumluluk altına girer!

ÖDP GENEL BAŞKANI ALPER TAŞ’IN ÖNERİSİ

Yazıyı bitirdim, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş’la yapılan söyleşi önüme çıktı.

Alper Taş, “AKP’yi yenmenin yolu CHP, HDP ve sosyalistlerin ittifakından geçiyor!” dedi.

Ne diyeyim aklın yolu bir!

Yalnız…

İki noktanın altını çizmek gerekiyor.

Bu ittifakın iki kırmızı çizgisi olmalı…

Biri Mustafa Kemal Atatürk, ötekisi Türk bayrağı…

Atatürk büstlerini yıkanlarla Türkiye’deki ileri-devrimci-solcu insanlar aynı yolu yürüyemez! Türk bayrağını söylemeye bile gerek yok!

İkincisi, bu ittifak için CHP’nin Ulusalcı kanadı ikna edilmeli…

Çağdaş bir sol partinin ezilen insanlardan yana olmasının doğal olduğunu, bütün gelişmiş ülkelerdeki sol partilerin azınlık haklarından yana tavır aldığını anlatmak ve
ikna etmek lazım.

Kolay değil ama doğru yol bu!
PAYLAŞ

Loading