Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları İki yılın hesabını nasıl verdim?

İki yılın hesabını nasıl verdim?

İlginçtir, 1989 yılında kurucuları arasında bulunduğum Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi’nin 25. yılında da başkanlık görevi bana denk geldi.
2 Şubat 2013 tarihinde devraldığım başkanlık görevini 1 Şubat 2015 tarihinde İkinci Başkanım, değerli kardeşim Aykut Güngör’e devrettim.
Dost-düşman herkes kabul eder ki, Çağdaş Gazeteciler Derneği kuruluşundan itibaren kentin en aktif gazeteci örgütü oldu.
Her daim adından söz ettirdi, demokratik bir odak olmayı başardı.
Yılmaz Akkılıç, Arzu Yılmaz, Adnan Baştopçu, Yüksel Baysal, Bünyamin Tokmak, Tayfun Çavuşoğlunun görev yaptığı 1990’lı yıllarda ÇGD kurumsallaştı, gazetecilerin örgütlenme odağı haline geldi.

***

Açık konuşmak gerekirse, 2000 yılı sonrasında göreve gelen arkadaşlarımız ise eskisi kadar etkin olamadı.
Hele bir dönem var ki, ÇGD’nin ilkelerine aykırı ne varsa gerçekleştirildi.
Cüneyt Önder döneminde sendikacı kırıcılığı yapılmasının yanı sıra bu dönemde ÇGD’nin hafızası da yok edildi.
“Bukart” için Olay’ın güvenlik görevlileri bile üye yazılarak genel kurullarda üstünlük sağlandı.

XXXXXX

Bülent Sezgin’in sevilen kişiliği, Aykut Güngör’ün dik duruşu nedeniyle ÇGD’nin Tayyip’i alaşağı edilerek, kenara çektirildi.
2013 yılında dikenler temizlenerek yeni yönetim oluşturuldu ve başkanlık görevini üstlendim.

***

Ne yazık ki, eğitimsiz ama kompleks sahibi, bırakın kitap okumayı, gazete bile okumayan, “Ne iş olsa yaparım abi” diyenlerin gazeteci yapıldığı bir kent Bursa…
Düşünün lise mezunu, ömrü başkalarının yazılarını kopya çekmekle geçen birisi Bursa’nın en köklü gazetelerinden birinde yayın yönetmenliği yapabiliyor!
Üstelik bu kişi o göreve Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından atanıyor!

***

Bu kentte gazetecilerin bakışı ile halkın, sivil toplum örgütlerinin tavrı çok farklı…
Biz başkanlık görevini aldıktan sonra Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı’ndan Köy Derneğine, Bursa Valisi’nden Ak Parti il başkanına, CHP milletvekillerinden mühendis odalarına kadar Bursa’nın yönetici elitinin tamamı ÇGD’yi ziyaret etti.
Üstelik bu ziyaretler, “Geldi, tebrik etti, başarılar diledi!” gibi eften püften ziyaretler değildi.
Her bir buluşmanın içinden haber çıkardık ve ajans gibi çalışarak gazetelere, internet sitelerine, haber merkezlerine servis ettik.
Örneğin Vali Harput’un “Çimento Fabrikası İnegazi’ye kurulamaz” sözünü bizim ziyaretimizde söyledi ve gazeteler mecburen bu açıklamayı görmek zorunda kaldı.
Kıskançlık ve de meslek deformasyonu yaşayan gazete yöneticileri haberlerimizi sansür etmeye çalıştı.
Bursaport, Bursa’da Bugün, Lodoshaber, Yenieksen başta olmak üzere binlerce kişinin izlediği internet medyası haberlerimize genişçe yer vererek uygulanan ablukayı yerle bir etti.

***

İlk kez bu dönemde üyelerimizi hem sinemaya hem de tiyatroya götürdük.
“Kanlı Nigar” oyununu izledik Ahmet Vefik Paşa’da, “İtirazım var” filmini izledik Zafer Plaza’da…
Uludağ’da kamp yaptık, ormandaki gece yürüyüşümüz unutulabilir mi?
Ülkenin demokratik savaşımcısı Türkiye Gazeteciler Federasyonu ile ilişki kurarak hem ülke içinde hem de ülke dışında (örneğin Abzahya’da) başkanlar kurulu toplantılarına katıldık.

***

Çarşı Grubuna verdiğimiz ödül kıyamet koparsa, tehditler, küfürle havada uçuşsa da biraz da Karadeniz inadı olsa gerek geri adım atmadık.
Çünkü biz Beşiktaş’a değil, Gezi eylemlerinin yiğit evlatlarına destek olmak istedik.
Geleneksel ödüllerimizi ÇGD’nin lokaline sıkıştırmadık.
Akademi Odaları’nı salonunu hınca hınç doldurduk…
Bir yıl Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na ödül verdik, ertesi yıl Soner Yalçın’a…

***

“Gazetecilerin Gazetesi” Çağdaş’ı 10 sayı çıkarma başarısı gösterdik.
Telif ücreti ödedik yazı yazan, emek veren gazetecilere, küçük de olsa katkımız oldu bütçelerine…
Çağdaş’ın Konukları’nda da önemli isimleri ağırladık, söyleşiler gerçekleştirdik.

***

Gönül rahatlığı ve görevini yapmanın huzuru ile başkanlık görevimi devrediyorum.
Çalışan, üreten, koşturan insan için iki yıl uzun bir süre…
Hele o görevi yaparken kişisel çıkar peşinde koşmuyorsa, hırsızlık, arsızlık yapma niyeti yoksa iki yıl çok bile…
Biz iki yılda yorulduk, 20 yıl bir koltukta oturanları düşünmek bile istemiyorum!

Loading