Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Eğri okla doğru hedef vurulmaz!

Eğri okla doğru hedef vurulmaz!

Bir araştırma okumuştum, seçmenlerin partilerine bağlılıklarını analiz etmişti.
Rakamları anımsamamakla birlikte en sadık seçmeni olan parti HDP çıkmıştı.
HDP’ye oy verenlerin yüzde 90’ına yakını hangi koşulda olursa olsun o partiye oy vereceğini söyledi.
CHP, MHP ve AKP seçmeninin yaklaşık olarak yüzde 77’si her koşulda partilerine oy vereceklerini belirtmişlerdi.

Buradan iki sonuç çıkıyor…
Birincisi, HDP seçmeninin tavrı iyi analiz edildiğinde, etnik kimlik, siyasi ve dini aidiyetlerin çok önüne geçmiş durumda…
Yani milliyetçilik ateşi ile içi kavrulan kitleler, daha iyi bir dünya, hatta daha iyi bir öte dünya vaat etseler bile başka partiye gitmiyorlar.
İkincisi, merkezdeki üç partinin seçmeni aday kimliğinden çok parti aidiyetiyle oy veriyorlar.
Yani liste çok kötü olsa da, bazı krizler yaşansa da, büyük bir oy değişimi yaşanmıyor.
Yine de bu konuda en duyarlı seçmen Cumhuriyet Halk Partisi’nde…

***

Her secim öncesinde bir dar bir ufukla dünyaya bakan solcular, üyesi, sempatizanı olduğu partiye oy vermemek için bahaneler üretmeye çalışıyorlar.
İdeolojik duruş, Cumhuriyet, laiklik, demokrasi, Türkiye’nin Ortaçağ karanlığına sürüklenmesi gibi konuları bir kenara bırakıp, beğenmediği bir kişinin aday yapılması veya partide yönetici olması nedeniyle “oy vermem” diyenlerin sayısını hiç de az değil…
Yani pire için yorgan yakmaya çalışıyor birileri…
Oysa bilmiyor ki, o yangın bir gün kendisini yakıp tutuşturacak!

***

Son dönemlerde birileri “Barajı aşması için oyum HDP’ye” diyorlar!
Şunu net ifade etmek lazım, eğri okla doğru hedef vurulamaz.
Kuşkusuz HDP’nin barajı aşması Türkiye demokrasisi açısından olumlu sonuçlar doğurabilir.
Kürt sorunun çözüm adresi olarak parlamentonun olması savaş olasılığının ortadan kalkması açısında çok önemli…
Ancak, bu partinin iki konuda söz vermesi lazım…
Birincisi, Kürt siyasal hareketine alan açmak amacıyla da olsa Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemine onay verilmeyeceğinin deklere edilmesi…
İkincisi, Abdullah Öcalan’ın MİT Müsteşarı ile kapalı kapılar ardından yaptığı pazarlıkların oyuncusu, aktörü olunmayacağının sözünün verilmesi… Demokratik özerklik, genel af gibi taleplerin yerine getirilmesine karşılık Tayyip Erdoğan’ın “Başkan” olmasının önünün açılması durumunda Türkiye’nin demokrasi güçleri kaybeder.
Bakın iç güvenlik yasasındaki AKP’nin tavrına…

***

Peki, HDP AKP ili pazarlık yapmayacağı sözünü verebilir mi?
Hiç sanmıyorum. Çünkü Kürt Siyasal Hareketi’nin ipleri Demirtaş’ın değil, Abdullah Öcalan’ın elinde…

***

Siyasal gelecek planıyla HDP’ye yanaşmaya çalışan bazılarının aksine Türkiye Sosyalistleri HDP’nin parti olarak seçime girmesine hiç de sıcak yaklaşmıyorlar.
Taraf Gazetesi’nin HDP sempatizanı yazarları bile bu konuda şüpheci yaklaşıyorlar.
Solun saygın isimlerinden Korkut Boratav Hoca net konuştu bu konuda:
Soru: HDP’nin parti olarak seçime girmesine neden karşısınız?
Boratav: “Bu ne demek? Anayasayı değiştirecek çoğunluğu ikram etmek demek. Üstelik samimiyetsiz bir manevra ile ikram… Sosyalistlere Birleşik Haziran Hareketi’ne karşı diyorlar ki; ‘Bizi destekleyin, yani kaybolun’. Dolayısıyla yüzde 10’u geçemedikleri zaman sosyalistleri veya ‘niye CHP’ye oy verdin’ diye laik çevreleri suçlayacaklar. Bu şu anlama geliyor; Kürt bölgelerinin tüm milletvekillerini AKP’li olarak, belki bağımsız parlamentoya girecek olan Hüda-Par’lıların eklenmesiyle parlamentoya taşımak. Bir pazarlık ve anlaşma var mıdır, yok mudur? Karşılığı nedir? Anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmak.”

***

Bu noktada HDP’ye oy vermeyi düşünenlerinin, özellikle Alevi dostlarımızın aktaracağım bir araştırma sonucunu dikkatle incelemelerini öneriyorum:
Bir süre önce Taraf Gazetesi’nde Metropoll Araştırma Şirketi’nin araştırması yayımlandı.
Vatandaşa net ve kısa bir soru sorulmuş:
“Sizce devlet laik olmalı mı?”
MHP’lilerin yüzde 90’ı, CHP’lilerin ise yüzde 92.7’si “Evet olmalıdır” yanıtı vermişler…
Araştırma sonucu gösteriyor ki, MHP’liler de en az CHP’liler kadar laikliği benimsemiş durumda…
Peki ya diğer partilerde durum nasıl?
AKP’lilerin yüzde 52’si, HDP’lilerin de yüzde 56’sı “Evet Türkiye Laik olmalıdır” yanıtı vermişler…
AKP’nin içinde laikliğin olması gerektiğini düşünenlerin çoğunlukta olması çok olumlu…
Ancak esas sorun HDP ile ilgili…
Sosyalistlerin egemen olduğu bir partide oy verenlerin sadece yüzde 56’sının laiklik duyarlılığı olması çok çarpıcı…
Ancak daha beteri var…
“Hayır laik olmamalı” diyenlerin oranı AKP’de yüzde 32.9, HDP’de yüzde 36.9…
Yani HDP tabanı AKP’den daha gerici konumda…

Loading