Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Okuyucularıma özel mektup!

Okuyucularıma özel mektup!

Değerli dostlarım, değerli okuyucularım.

Adım Yüksel Baysal…

20 yıldır, doğduğum topraklar kadar benimsediğim ve çok sevdiğim bu kentin (Bursa’nın) toplumsal, kültürel ve siyasal hayatını, iktidarlardan kurtarabildiğim köşelerimde paylaştım.

İktidarlardan kurtaramadığım zamanlarda herhangi bir gazetede herhangi bir köşem de olamadı zaten.

Güçlüye değil haklıya dayanarak kalem oynattığım için, hem ben hem de soyadımı taşıyan yakınlarım ama az ama çok bedeller ödedik/ ödedim ve bugüne vardım.

Çok severek yaptığım mesleğimin, asıl amacının haklının yanında olup halkı aydınlatmak olması gerekirken, tam tersine gazetecilik muktedirlerin yanında saf tutularak halkın gözünü boyamaya ve gerçekleri saklamaya doğru evrilmiş durumda.

İşte bu noktadan hareketle; benim için halka ulaşmanın yolu olan köşemde yolum kesiliyorsa veya sınırlanıyorsa, ben de halka ulaşmak için kendime ‘’yeni yollar açmaya’’ karar verdim.

Üstelik bunu esas olarak halkın temsil yeri olan Meclis’te, 30 yıllık gazetecilik birikimi ile ve halkla iç içe olma bilincini esas alarak; halkın haber alma ve gazetecinin haber yapma/yazma hakkı için yapma düşüncesindeyim.

Bu amacımı gerçekleştirmek için hayatımı adadığım ve uğruna bedel ödediğim Türkiye aydınlanmasının başladığı yer olan Cumhuriyet Halk Partisi’ni tercih ettim.

Türkiye aydınlanma tarihinin gerçek başlangıcı olan Cumhuriyet’in ilanı ve çok partili sisteme geçiş yani çoğulcu demokrasinin ilk adımları CHP tarafından atılmış ve tek adamlık yönetiminden demokrasi uğruna vazgeçilebilmiştir.

Bugün bile Türkiye’de, demokrasiden hele çoğulcu demokrasiden bahsetmek söz konusu olmazken, İsmet İnönü önderliğindeki CHP çok partili sisteme geçişi sağlamış, çoğulcu demokrasinin ilk adımını atmıştır.

Dünya tarihinde bir örneği daha var mıdır acaba, “Benim en büyük zaferim, bu yenilgimdir” diyebilecek bir siyasal lider…

Hepimizin çok iyi bildiği gibi, AKP hükümeti -neredeyse- bir diktatörlük rejimindeymişçesine ülkenin tüm kaynaklarını kendi lehine kullanmaktan çekinmeden, üstelik bunu halka onlar için yapılıyormuş gibi göstererek mevcut iktidarını tam 13 yıldır giderek güçlendirerek ve bunu söylemek çok zor olsa da yerini sağlamlaştırarak koruyor.

Ne yazık ki bunu yaparken de, sanki kendinden önceki iktidar CHP imişçesine ülkenin geçmiş kaynaklı her sorununu CHP’ne yıkmaktan çekinmiyor.

Tiranlığa, despotluğa soyunan kişi, bu ülkenin tarihinde çok özel ve anlamlı bir yeri olan Gezi Direnişini bile CHP’ye mal ederek aslında CHP’nin büyüklüğünü kabul ediyor ancak doğruları söylemediği için aynı zamanda CHP’yi ülkede kaos yaratmakla suçluyor.

Tüm bu gelişmelerde, basının payı inkar edilemeyecek kadar fazla…

Medya, üç maymunu oynamaya devam ediyor.

Son 50 yılda ülkemizde kalemler hiç bu kadar satılmamış, etik ve meslek onuru hiç bu kadar ayaklar altına alınmamıştı.

Gazeteciler hiç bu kadar baskı altında kalmamış, çember hiç bu kadar daralmamıştı.

Gazetecisi tutuklanan, karikatüristine dava açılan, henüz yayınlanmamış kitapların toplatıldığı, sözsüz müzik eserlerinin yayın yasağına uğradığı bir dönemden geçiyoruz.

İşte bu dönemde, herhangi bir gazetenin herhangi bir köşesinde yazamadıklarımı meclis kürsüsünde, halk meydanlarında, olanak yaratabildiğim Türkiye’nin her yerinde dile getirebilmek için 2015 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili aday adayıyım…
PAYLAŞ

Loading