Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları İmam Hatip tabelasının önünden geçenler!

İmam Hatip tabelasının önünden geçenler!

İmam Hatip tabelasının önünden geçenler!

Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Abdülkadir Karlık, Facebook’tan arkadaşım…
Bir dosya gönderdi, “virüslüdür” diye açmadım, kendisine sordum.
Uygur Türkleri’ne yapılan zulmün videosuymuş…
Video doğru mudur, değil midir bilemiyorum; çünkü Sol haber portalında bazı fotoğrafların yalan olduğu şeklinde bilgiler var.
Ancak, Çin’in Uygurlar’a özel bir zulüm uyguladığı gerçek…
En azından Uygur Türkleri’nin yaşadığı yerleri dünya kamuoyunun denetimine açmaması zulmü doğrulayan bir işaret olarak kabul edilebilir.

******

Evet, Çin büyük bir insanlık suçuna imza atıyor.
Zorla oruç bozdurma, namazı yasaklama gibi özel yaşam alanına müdahale edilmesi doğruysa, bu totaliter-faşist bir zihniyettir.
Şiddetle ve nefretler lanetliyorum.
Çin mallarına özel bir boykot uygulanması için dünyaya çağrı yapılması gerektiğini düşünüyorum.

******

Ancak, bu konuda protesto yapanlar, video paylaşanlar Tunus’taki alçak katliamı da kınamak, proteste etmek durumundalar…
Ona sessiz kalmak, hiç ses çıkarmamak çifte standart değil mi?
Radikal İslamcı bir ruh hastası önüne gelen yabancı turisti tarayarak öldürüyor ama Türkiye’de çıt çıkmıyor.
Çin Müslüman Uygur Türkleri’ne zulüm ve katliam yaparken, radikal dinci militanlar da dünyanın dört bir yanında kan akıtmaya devam ediyor.

******

Sorunumuz hoşgörü eksikliği ve farklılıklara yeterince saygı göstermemek…
Cehaletin egemen olduğu toplumlarda her türlü fitne, fesat olabilir.

******

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hemen her konuşmasında ayrımcılık yapmaya devam ediyor.
En son bırakın İmam Hatip’te okumayı, tabelasının önünden geçenleri bile övmesine ne demek lazım?
İmam Hatip tabelasının önünden geçenler 2 Temmuz tarihinde Sivas’ta 37 aydını yakmadılar mı diye sorsak, ne yanıt verir!
Kaldı ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ülkenin bütün okullarını övmesi ve desteklemesi gerekirken, sadece imam hatipleri abartarak övmesi doğru bir yaklaşım olabilir mi?
Ne yazık ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her makama, her birime tek tip insan istemesi nedeniyle herkesin cumhurbaşkanı olması mümkün görünmüyor.

BU İKTİDARIN DEKANININ BAŞINA GELENLER!

Bu noktada bir haber paylaşmak istiyorum ki, İmam Hatiplerin önünden geçenlerin değil, içinden çıkanların bile ne yapabileceğini görelim!
Haber 27 Haziran Cumartesi günü Hürriyet Gazetesi’nde yer aldı.
Bir üniversitenin bayan dekanının şikayet dilekçisini aktarıyım:
“Türkan B. ile çocuğumun ana sınıfı öğretmeni olduğu dönemde tanıştık. Beni Akyazı’daki cemaatten Zekeriya K. ile tanıştırdı. Cemaatin etkinliklerine katıldım. Hasta olan kızımın sağlığı için yüksek miktarlarda zekat vermem gerektiğini, yoksa kızımın acı çekeceğini söylediler. 2004’ten 2011’e kadar düzenli olarak 5 bin ila 20 bin lira arası değişen rakamlarda para verdim. Kızım 2011’de hayatını kaybetti. Bu defa kızımın öbür dünyada çok acı çektiğini, yüklü bir zekat vermem gerektiğini söylediler. Ankara’da dairemi sattım, o parayı da kendilerine verdim. Ancak son yıllarda Türkan’ın lüks ciplere bindiğini, çocuklarına lüks kıyafetler aldığını, çok lüks tatiller yaptığını fark edince durumu anladım, şikayetçi oldum.”

******

Bu şikayetten sonra başka mağdurlar da ortaya çıkmış…
Doktor, mühendis, bankacı, öğretmen pek çok insan dolandırılmış…
Din adına yapılan bu soyguna acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyecek?
Onlar İmam Hatip’in tabelasının önünden bile geçmemişler midir acaba?

******

Bu yazının dipnotu: Yanlış anlama olmasın, her okuldan, her tür insan çıkar. Alim de çıkar, zalim de… Okul fetişisti olmayalım diyorum.

Loading