Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Dindarlık en önemli ölçüt olursa…

Dindarlık en önemli ölçüt olursa…

Dindarlık en önemli ölçüt olursa…

Tek parti iktidarlarının en sorunlu alanlarından biridir, “Parti, devlet ilişkisi!”
İktidarda bulunan partiye, lidere bağlılık en önemli koşul haline getirilirse, parti ile devlet bütünleşir, otoriter, despotik, tekçi bir anlayış egemen hale gelir.
Ardından devlette oluşturulan bu yapı topluma dayatılır.

*******

13 yıllık AKP iktidarı dönemde ne yazık ki, İslam’ın o güzel kuralı “işin ehline verilmesi” yerine “Bizden olana verelim?” tavrı ön plana çıktı.
Önce Fethullah Gülen Cemaati üzerinden yapıldı organizasyon…
O grup “ihanet!” ettiği için İmam Hatip önceliği dört bir yanı sardı.
AK Parti tabanın bile, son seçim yenilgisinde “Ne olursa olsun ille de İmam Hatipli olsun” ayırımcılığının etkisi olduğu saptamasını yaptığını da unutmayalım.

*******

Bırakın öteki kurumları, üniversite rektörleri belirlenirken bile “Ne kadar dindar” olduğu en önemli kriter olarak ortaya konuldu.
Ne yazık ki, Uludağ Üniversitesi de bu anlayıştan nasibini aldı.
Muhafazakar olmasına, başarılı sayılabilecek bir dört yıl geçirmesine ve de en çok oyu almasına karşın Prof. Dr. Kamil Dilek, “Dini kriter” engeline takıldı.

*********

Bir takım güç odaklarının baskısıyla daha dindar olduğu düşünülen Prof. Dr. Yusuf Ulcay rektör olarak atandı.
Keşke Prof. Dr. Ulcay, akademik yeterliliği, yöneticilik yapabilecek niteliği nedeniyle o koltuğa otursaydı.

*******

Atama en bu kriterle yapılınca, Prof. Dr. Ulcay’ı o koltuğa oturtan güçler bedelini hemen istediler.
O kadar ki, Rektör Ulcay kendisinin istediği isimleri değil, o güç odaklarının verdiği listeleri yönetici ve dekan olarak atamak zorunda kaldı.

*******

Doğrusu kamuoyu Uludağ Üniversitesi’nin ilk kez “Tıp Fakültesi” dışında bir rektörünün atanmasından umutlanmıştı.
Umarım yine de beklentilere uygun bir yönetim sergiler!
Umarım, bir üniversitenin ana değerlendirme kriterinin bilim olduğu unutmaz.

******

Kerameti kendinde menkul din tüccarlarının söylediklerinin aksine dünya üniversite sıralamasında “dindarlık değil” bilimsel araştırma bir numaralı ölçüt olarak kabul ediliyor.
Hangi yüzdelik dilimde öğrenci aldığı da önemli bir veri olarak değerlendiriliyor.
Kişi başına düşen cami, kişi başına düşen din, kişi başına düşen ibadet miktarı ne yazık ki ülkelerin gelişmişlik sıralamasında kriter olarak kabul görmüyor.
Öyle olsa ne güzel olurdu değil mi?
Pakistan, Afganistan, Kuveyt, Yemen, hatta Irak ve İran bile sıralamada zirvede bulunurdu.

******

Bilimsel üretim ve alınan patent sayısı tek gerçek olarak önümüze çıkıyor!
Bakalım yeni rektörümüz, Türkiye’nin dördüncü büyük kentinin en büyük üniversitesini, üniversite sıralamasında hangi yere taşıyacak?

Loading