Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Bir tetikçinin hazin sonu!

Bir tetikçinin hazin sonu!

Bir tetikçinin hazin sonu!

Güç zehirlenmesine uğramıştı.
Bir talimatıyla generaller, gazeteciler, yazarlar, profesörler gözaltına alınıyor, günlerce sorgulanıyor, aylarca, yıllarca cezaevinde yatıyordu.
O’nun emriyle polis terör estiriyor, bir çağrıyla Emniyet’e gidecek insanlar, adeta gösteri yapar gibi kafalarına bastırılarak Emniyet’e götürülüyordu.
Ne de olsa arkasında dönemin kudretli ismi Recep Tayyip Erdoğan vardı.
Dönemin Başbakanı Erdoğan, Ergenekon yargılamaları için, “Ben bu davanın savcısıyım” dememiş miydi?
Zırhlı Mercedes marka aracını bile O’na tahsis etmemiş miydi?

******

Kaçak Sabık Savcı Zekeriya Öz’den söz ediyorum.
Ailesi Bursa’da yaşadığı için her daim yakından izledim Zekeriya Öz’ü…
Bir koruma ordusuyla Bursa’ya geliyor, bazı avukat arkadaşlarıyla vakit geçiriyordu.
O kadar güçlüydü ki, bir önceki dönem bir telefonla Mustafa Kemal Şerbetçioğlu’nu AKP milletvekili listesine aldırmıştı.

******

Acımasızdı.
Sanki vicdanı alınmış gibi davranıyordu.
Paralel Örgüt ve AKP adına intihar bombacısı edasıyla dolaşıyordu ülkenin dört bir yanında…
İntikam yemini etmiş bir örgüt militanı tavrıyla iddianameler hazırlıyordu.
Kabus olmuştu aydınlara, sanatçılara, gazetecilere, askerlere…
NATO’da yurt dışı görevindeyken uyduruk delillerle gözaltı kararı verilen generaller, albaylar ülkeye gelip teslim olurken, Zekeriya Öz alay eder gibi, “Kaçma şüphesiyle tutuklanmasına” diye talepte bulunuyordu hakimlerden…
Onlar da emir almış gibi tutukluyorlardı bu ülkenin kahraman evlatlarını…

******

O kadar şımartılmıştı ki, aleyhinde konuşan bir akrabasını (Serullah Vatansever’i) gözaltına aldırmış, amca oğlu Yusuf Öz’ün söylediğine göre “Sabaha kadar polis tarafından dövdürmüştü.”
Eleştiriye hiç tahammülü yoktu.
Gazeteci Yusuf Kotaman’a bir yazısından ötürü dava açmıştı.

*******

Zekeriya Öz kudretli bir savcı olarak ortalığı kasıp kavururken, ben de aleyhine birkaç yazı kaleme almış, Öz’ü Di Petro’ya benzeten bazı aydınlara (!) inat “Zekeriya Öz’den Di Petro çıkmaz, çıksa çıksa Nusret Demiral çıkar” diye yazmıştım.
Yazının ertesi günü “Yazma, seni de Ergenekon’dan içeri alacaklar” diye uyarmışlardı.

******

Gelinen noktaya bakın!
O nefret edilen DGM Savcısı Nusret Demiral, baro kongrelerine protestolardan katılamıyor.
Zekeriya Öz ondan da beter oluyor ve kapağı yurt dışına atarak, hukuktan kaçıp düşman kucağına sığınıyor!

AMCA OĞLU YUSUF ÖZ’ÜN UYARILARI!

Zekeriya Öz’ün amca oğlu Yusuf Öz bu kentte yakından tanınan, bilinen biri…
Bir dönem Doğru Yol Partisi’nde yöneticilik yaptı.
Yakın akrabası olmasına karşın Yusuf Öz, her daim Savcı Öz’e mesafeli durdu, eleştiri ve uyarılarda bulundu.
Başta Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ olmaz üzere Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yapılan darbeye karşı çıktı, bunu da amca oğluna söylemekten çekinmedi.
Demirel’in gözaltına alınması ihtimaline karşı Zekeriya Öz’ü çok sert uyardı:
“Demirel’e gelecek kurşunun önünde durur kolumun kopmasına razı olurum!”

******

Erdal Orhan kardeşim anımsattı ben de Yusuf Öz’e sordum.
Hüsamettin Cindoruk Bursa’ya geldiğinde, Yusuf Öz’ü kenara çekip , “Amca oğluna söyle başkalarının tetikçiliğini yapmasın, gün gelir onu da savunmak zorunda kalabiliriz” demiş.
Yusuf Öz, zamanı gelince amca oğluna durumu aktarmış…
Zekeriya Öz’ün yanıtı, “Bırak bu fasa-fisoyu, Hüsamettin Cindoruk da kim?” sözleriyle küçümsemiş bu tarihsel kişiliği…
1960 darbesinde Adnan Menderes’in avukatlığını yapmış, Türkiye’nin en deneyimle hukuk adamlarından birine söylemiş bu sözleri…
Demek geçmişten hiç ders de almamış Zekeriya Öz…
*****
Bilinen son:
“Tetikçinin sonu yine bir tetikçi tarafından tayin edilir!”

Loading