Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Karadeniz’in çığlığını duymak!

Karadeniz’in çığlığını duymak!

Karadeniz’in çığlığını duymak!

Hafta sonu Rize Gazeteciler Cemiyeti’nin davetlisi olarak doğduğum topraklardaydım.
Cemiyetin çiçek bahçesine dönen binasının açılışına katılmadan önce, çocukluğumun geçtiği ilçeye, İkizdere’ye çıktım.
80 yaşında olmasına karşın çay toplamaya devam eden annemin elini öptüm.
Bugün size biraz ilçemden, yetiştiğim topraklardan söz etmek istiyorum.

******

İki derenin birleşiminden alır adını İkizdere…
İlçe merkezinin üst yanında birleşir iki dağdan akan su…
Bir ucu Karadeniz sahil yoluna uzanır, öbür ucu Ovit dağlarına yaslanır.
Yeşilin her tonunun, her mevsim görülebildiği nadir toprak parçaları arasındadır benim ilçem…

******

Dere boyunca ilerlerseniz, sessizliğin sesini dinlersiniz derenin şırıltısı ile birlikte…
Yemyeşil bir ışıltı sizi takip eder!
Issız bir koyda, yeşil bir denizin ortasındaymış gibi hissedersiniz…

******

Ne yazık ki, gittikçe parlaklığı sönen bir yıldıza benzemeye başladı İkizdere…
Nüfus azalıyor…
İnsanlar işsizlik girdabında, dört duvarı andıran dağların arasındaki cezaevinden kaçar gibi kaçıyorlar ilçemden…

******

Son umut Ovit tüneli…
O da çare olmazsa, boşaltılan köyler gibi, boşaltılan bir ilçe olacak İkizdere…

BETONUN YEŞİLİ TESLİM ALDIĞI KENT!

İlk gençliğimin geçtiği Rize merkez başka bir tehlike ile karşı karşıya…
Eskiden yeşil örtü, beton blokların etrafını sarar, bitkiler insanın yarattığı çirkinlikleri kapatmaya çalışırdı.
Şimdi artık apartmanlar bitki örtüsünü çepeçevre sarmış, canlıların boğazını sıkıyor.
Betonlaşma o noktaya vardı ki, Karadeniz’in o sık sık toprakla buluşan yağmuru bile isyan ediyor artık…
Yere indiğinde değecek toprak bulamadığında sel haline geliyor, yıkıp geçiyor.
O güzelim Hopa faciası öyle geldi, sırada ne yazık ki başka yerler var.

******

Bir gerçeği de belirtmeden geçemeyeceğim.
Ne yazık ki Rize’de yerleşecek toprak parçası yok denecek kadar az; olanlar da büyük beton bloklar çıkılarak değerlendirilmeye çalışılıyor.
Hiçbir ailenin bağımsız ev yapacak kadar toprağı yok!
Onun için devasa binalar göğe doğru yükseliyor.
Aksi durumda o güzelim çaylıklar da ortadan kalkacak!

******

Aslında bunun bir çözümü de var…
Yeryüzünün bütün güzel kentleri deniz doldurularak ortaya çıktı.
Rize’nin 10-15 bin nüfusunun bulunduğu dönemde bile geleceği gören Belediye Başkanı Ekrem Orhon, ki bugün Rize’de adı caddeler ve sokaklarda yaşıyor, “Denizi kara, karayı para” yapmıştı.
Bugün de aynı şey neden gerçekleştirilmesin?

Loading