Ana Sayfa Melike Baysal Yazıları Yaşamın içinden denemeler-1

Yaşamın içinden denemeler-1

’Kocamak’’ denir ‘’yaşlanmaya’’ bizim oralarda…

50 yaşı geçmişseniz ‘’kocamışsınızdır’’, aslında bizim oraların tabiriyle ‘’gocamışsınızdır.’’

Yengemi bayramını kutlamak için aradığımda o hatırlattı bu kelimeyi bana.

Yetmişli yaşlarını süren köylü bir Ege kadını yengem.

Hatçe(Hatice) Yengem…

‘’Sağlığın nasıl yengeciğim’’ diye sorduğumda ‘’ gocadık gari güzel gızım, nası osun bizim sağlığımız bundan sonra’’ dedi bana.

Gülümsedim, ‘’Allah uzun ömür versin sana da, emmime de’’ dedim.’’Emmi’’ deriz amcalarımıza, çocukluğumuzdan gelen alışkanlıkla…

‘’Ben de gocadım galiba yenge’’ dedim, ‘’ayaklarım, belim ağrıyor zaman zaman…’’

Bu defa o güldü, ‘’daha dur’’ dedi, ‘’yaşın ne başın ne!’’

‘’ Emme’’ dedi o güzel Milas ağzıyla, ‘’ne gadar gocarsan goca, sakın galbini gocatma’’…

 ‘’SAKIN KALBİNİ KOCATMA’’

Köyde büyümüş, hayatı köyde, sonra da bizim kasabada geçmiş bir Ege kadını, güzel yengem söyledi bana bu cümleyi.

Yetmiş yaşlarında…

Kasabada büyümüş, sonra da şehirli bir kadın olmuş ben ve binlerce benim gibi kadın için yazmak istedim bu cümleyi.

İşe dalmış, kariyerin, para kazanmanın stresi içinde boğulup gitmiş durumda, gergin bir hayat süren bizler için!

Yaratılışımıza ters bir hayat sürdürüyoruz diye düşünüyorum bazen. Acaba eskiden kadınlar daha mı mutluydu? Daha mutlu değillerse de daha az stresli oldukları kesin. Evi, çocukları ve kocasının etrafında dönen bir dünya…

Oysa şimdi buna erkek egemen bir dünyanın içinde verdiğimiz varolma savaşı eklendi.     Mutluluğumuz bizlere bağlı. Ne kadar güçlüyse iç dünyamız o kadar çok yük bindiriyoruz omuzlarımıza.

Ve ilginç bir şekilde o kadar da fazla mutluluk duyuyoruz bundan.

Ne kadar güçlü bir organizmayız biz.

Biz kadınlar….

Evlat, kardeş, sevgili, eş, ana, dost, iş arkadaşı, kız arkadaş.

İşçi, memur, patron, yönetici, ev kadını.

Ama hep kadın.

Öyle güçlüyüz ki!

İnanılmaz.

İşte bunca yükün altında yaşamaya çalışırken, fiziksel görünümümüzü korumaya çalışırken korumamız gereken asıl şey ‘’KALBİMİZ’’.

Kalbimizi kocatmamalıyız.

Yengem öyle dedi ve bunu hepimize söyledi.

İçimizdeki yaşama sevinci hep sürmeli.

Omzumuzdaki yüklerin kaygısını sürmek yerine bu kadar yükün altında ezilmeden durmanın gururunu sürmeliyiz…

Kadın olmanın onuru, gururu en az insan olmanın onur ve gururu kadar önemli.

Hayatın içinde bunca yükü sırtlamış yürürken kendimizle nasıl gurur duymayız ki?

İşte bu gurur hiç kocatmaz kalbimizi.

Eminim bundan.

Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, stres dolu iş hayatına rağmen rujumuzu sürmeden sokağa çıkmadığımız gibi, kalbimize kahkahalar göndermeden de çıkmamalıyız…

Gün iki gecenin arasında saklı…

Her gecede sabırla, güçle yeni günü beklemeyi öğrendiğimizde kalbimiz hep genç kalır.

Hayat hüznüyle de mutluluğuyla da güzel.

Kadın olmak ise hayatın en güzel hediyesi bana göre…

Hediyenizin kıymetini bilmeniz ve kalbinizi hiç ”gocatmamanız” dileğiyle…

Loading