Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Atatürk’ü sonradan keşfedenlere Halil İnalcık yanıtı!

Atatürk’ü sonradan keşfedenlere Halil İnalcık yanıtı!

Büyük tarihçi Halil İnalcık’ın Atatürk’e bakışı!

Cumhuriyet tarihinin yetiştirdiği en önemli aydınlardan biriydi Prof. Dr. Halil İnalcık…

Ne yazık ki, darbe tartışmalarının gölgesinde kaldı Halil Hoca’nın son yolculuğu…

Oysa, bu önemli bilim insanın, derinlemesine ele alınması, kitaplarından söz edilmesi, Osmanlı tarihine yaptığı büyük katkıların konuşulması zamanıydı.

****

Sıcak gündemi bir kenara bırakarak, tarihçilerin yıldızı Prof. Dr. Halil İnalcık’tan, onun düşüncelerinde söz etmek istiyorum.

Elimde Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yayınladığı “Halil İnalcık’ın Bursa Araştırmaları” kitabı var.

Yayına hazırlayan Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye teşekkür ederim, bize böylesine önemli bir eseri kazandırdıkları için…

Bu çalışmanın başında Halil Hoca ile yapılmış bir de söyleşi var, Hoca, kendi yaşam öyküsünden yola çıkarak, tarih konusundaki görüşlerini açıklıyor.

****

1935 yılında Balıkesir Öğretmen Okulu’ndan mezun olduktan sonra Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ne giren Halil İnalcık,  burada Türk tarih yazımının en büyük imsilerinden biri Fuad Köprülü ile karşılaşmasını ve sonraki süreci anlatıyor:

Mezuniyetimden sonra fakültede asistan olarak kalmam Köprülü’nün desteğiyle oldu. Yeni fakültenin mezunlarından biri olarak, hamimiz Atatürk’ün önümüze koyduğu hedef olan Türk tarih tezinin bütün eğitim seviyelerinde öğretilmesi için gerekli akademik çerçeveyi sağlama görevine katkıda bulunmaya karşı bir tür misyoner vazifeşinaslığı hissediyordum. Atatürk’ün amacı Türk ulusunu Ortaçağ’ın dine dayalı toplumu olmaktan kurtarmak ve modern Türk devleti için gerekli koşulları yaratmaktı.”

*****

O dönemde okullarda okutulmaya başlanan Mustafa Kemal Atatürk’ün de katkıda bulunduğu Türk Tarihinin Ana Hatları yapıtına atıfta bulunan Prof. Dr. İnalcık, kitabın temel fikrini şöyle özetliyor:

Türk tarihi On birinci yüzyıl sonlarında Selçukluların Anadolu’ya gelmesiyle başlamıyordu. Hititler ve Sümerlerden başlıyordu.

İlk tarımsal teknikleri ve yazı sistemlerini bulanlar eski Yakındoğu halkları değil Orta Asya Türkleriydi. Orta Asya, dünyanın diğer taraflarına medeniyetin yayıldığı merkezdi.”

*****

Hani diyorlar ya, Cumhuriyet “ Bizi köklerimizden kopardı” diye…

Halil İnalcık, Atatürk’ün yapmaya çalıştığı şeyin, “Tarihi köklerimizi yeniden bulmak” olarak tanımlıyor.

*****

Bu konuda Mustafa Kemal’e borcunu da ifade etmekten hiç sakınmıyor Halil İnalcık:

O zamanlar Atatürk’ün bilgeliğinin farkında değildim. Ancak, daha sonraları Atatürk’ün entelektüel ve pedagojik alanlarda enerjisini ve zamanını bu kadar harcamaya motive eden şeyin politik olarak hayati olan bu amaca yönelik olduğun anladım.”

*****

Söyleşinin bu bölümünü şöyle tamamlıyor Halil Hoca:

Atatürk’ün Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ni Türk kültürünün bilimsel çalışıldığı bir merkez olarak kurmasındaki öngörü, daha sonraki araştırma alanlarındaki keşifler için gerekli çerçeveyi oluşturdu. Bu keşifler hem Türk hem de Yakındoğu tarihini ve uygarlıklarını daha iyi anlamamıza çok büyük katkılarda bulundu. Örneğin Türk arkeolojisindeki atılımlar sadece Atatürk’ün oluşturduğu kurumsal çerçeve sayesinde olabilirdi.”

*****

Darbe sonrasında ilk kez Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkez binasına büyük boy Atatürk resmi asılması pek çok kişiyi mutlu etti.

Keşke AK Parti yöneticileri, Atatürk’ü darbe olmadan önce keşfetmiş olsalardı.

Bunun için Osmanlı tarihinin en iyi bilenlerden biri Halil İnalcık’ı okumaları yeterliydi.

SARIBAY’IN AĞZINDAN HALİL İNALCIK!

Bilim alanında Bursa’nın ulusal düzeyde yetiştirdiği çok önemli bir isimle, Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay’la da konuştum Halil Hoca’yı…

Rektör yardımcısıyken Uludağ Üniversitesi’nin olanaklarını Halil İnalcık’ın emrine veren, Kirazlıyayla’daki toplantıyı düzenleyenlerden biriydi Ali Yaşar Sarıbay…

Bernard Lewis gibi dünya çapında tarihçiler katılmıştı Osmanlı’nın 600. Yıl toplantısına…

****

Ali Yaşar Sarıbay, Hoca’nın çok çalışkan ve üretken olduğunu anlatmak için kendi alanıyla ilgili örnek verdi:

Halil Hoca alçakgönüllüydü. Bir görüşmemiz sırasında bana ‘Ben Weber çalışıyorum, çünkü sosyoloji olmadan tarih tam anlaşılamaz’ demişti. O zaman 75 yaşındaydı.  Ben Max Weber’le ilgili doktora öğrencilerimi çalıştıramıyorum, Halil Hoca o yaşta bu işin öneminin farkına varmıştı.”

*****

Öğrencilerinden biri usta tarihçi İlber Ortaylı,  Halil İnalcık’ın bin 200 civarında eser yazdığının altını çizdikten sonra çok çarpıcı bir saptamada bulunuyor:

Halil Hoca bir müessesidir.”

*****

İşte o büyük kurum artık yok!

Türk eğitimin esas amacı, hedefi işte Halil İnalcık gibi bilim adamları yetiştirerek insanlığa armağan etmek olmalı!

Loading