Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Boyacı küpüne düşen çakal!

Boyacı küpüne düşen çakal!

Medyanın içler acısı halini görüyorsunuz…

Bir şey anlatmaya gerek var mı?

Halkla ilişkiler ile eleştirel bakışa sahip olmak arasında farkı kavrayamayan insanların parayla satın alındığı bir alan haline geldi basın…

Kamu hizmeti yaptığımızı unutanların istilasına uğradı bu meslek…

Deyim yerindeyse “sokaktan geçenin” rahatlıkla icra edebildiği, eğitimsizlerin başrol oynadığı bir iş kolu haline geldi.

Bırakın “yanlı, yandaş” yayıncılığı, “kişisel kin ve çıkar” üzerine kurulu bir düzenin egemen olduğu gazeteciliğin bu yeni halinden toplumsal bir fayda beklemek mümkün mü?

Elbette ki değil…

Yetmezmiş gibi kalemini kiraya veren adeta kendilerine ayrılan köşeleri veya sayfaları “tetikçi katiller” gibi kullananlar, çeşit çeşit algı operasyonlarının “görevlisi” haline gelenler var içimizde…

Bunlar sadece gazetecilikle de uğraşmıyorlar…

Devletin; adliye, emniyet ve diğer güvenlik birimleriyle kurdukları “anormal ilişkiler” sayesinde, halka değil efendilerine hizmet etmenin mutluluğunu yaşıyorlar.

Zaten böylesine ruh ve sinir hastalarından da bu beklenir…

 

***

 

Yazarlarımıza, gazetemize ve bağlı olduğu grubun sahip ve yöneticilerine yönelik aylardır, bir yayın kuruluşu tarafından amacını çok iyi bildiğimiz çeşitli yazılar kaleme alınıyor, aldırılıyor.

Kişileri ve kurumları karşı karşıya getirmenin yanı sıra tamamen kamuoyunda bir algı oluşturmaya yönelik, hakaret, iftira ve yalan dolu bu yazılara bugüne kadar cevap vermedik.

“İnsanın düşmanı bile mert olmalı, karakter sahibi olmalı” dedik, yasal yollardan hakkımızı aramaya çalıştık.

Adaletin verdiği kararlara da sonuna kadar saygı duyduğumuz için sonuç alırız diye düşündük.

Biz, işimizle ilgilenmeye devam ettik…

Bundan sonra da aynısını yapacağız…

 

***

 

Bununla birlikte, hakaretlerin caydırıcı bir şekilde engellenmemesi de kafamızda soru işaretleri yaratıyor!

Birileri tarafından tetikçi olarak kullanılan ruh hastaları ve onları kullanan güç, özel olarak korunuyor mu diye düşünüyoruz?

 

*****
Bunların aptalca bir de taktiği var:

“Hazır FETÖ operasyonları yürütülürken çamur at izi kalsın, şöyle en kestirmeden savcılık şunlarla ilgili bir operasyon yapsın…”

İyi de bu devlet herkesi çok iyi biliyor, tanıyor!

15 Temmuz gecesi ülkeyi kan gölüne çeviren meczubun bedduasına, açık açık yazılarıyla geçmişte “amin” diyenleri tanıyor.

45 yıldır ülke ekonomisi için emek sarf eden, kazandığını yine bu ülke için yatırıma ayıran, Türkiye’nin farklı illerindeki şirketlerinde 3 bini aşkın insanla omuz omuza üretmenin gururunu yaşayan, binlerce öğrenciye burs imkanı sağlayan, yaptırdığı eğitim kurumu ve onarımına destek verdiği okullar, yurtlar ve camilerle bilinen bir grubun yönetici ve çalışanlarını karalamaya yönelik yazıların gerçek amacı intikamdan başka bir şey değil…

Gazeteciliğin yanından geçmemesi gereken bir tavır ve duygu bu…

 

 

*****

 

Çakalın biri boyacı küpüne düşmüş.

Postu yeşil, kırmızı, pembe ve sarı renklere boyanmış…

Ormana dönüp sürüsüne katılınca, çakallar ona hayranlık duymaya başlamış ve “bu ululuğa nasıl ulaştığını” sormaya başlamışlar…

O da “fırsat bu fırsat” demiş ve kendisini özel olarak yaratıldığını söylemiş bu çakal…

Sonra sürüden biri başlamış sormaya; “Tavuslar gül bahçelerinde salınırlar, sen de öyle yapabiliyor musun? Tavus kuşları gibi bağırabilir misin?”

Yapamamış elbette…

Tavus kuşunun renkleri doğuştandır. Sözcük oyunlarıyla, boyayla, hileyle, oyunla o güzelliğe sahip olmak mümkün mü?

Üstelik bu çakallığı kürsüden yapmakla, kalemle yapmanın arasında hiçbir fark da yok…

“Bomboştur bunların içleri bomboş…”

Kaldı ki bunların foyası ilk yağmurda çıkar ortaya merak etmeyin…

Sizin anlayacağınız çakal çakaldır, kurt da kurt, insan da insan…

 

***

 

Bu yazının dipnotu: İftira yiğidin etini sıkılaştırır, inancını sağlamlaştırır.

 

 

 

BAŞI AÇIK POZ VERDİ, ÜLKE KARIŞTI!

 

Gazetelerde haberi görmüşsünüzdür.

Suudi Arabistan’da bir kadın Riyad’da çektirdiği saçı açık, uzun etek giydiği bir fotoğrafı sosyal medya üzerinden paylaştığı için adeta linç kampanyasına uğradı.

Aşağılık bir kısım Suudi bağnazı, kadının öldürülmesini hatta “leşinin köpeklere atılmasını” istediler.

Kendilerine Müslüman sıfatını takan bu insanlık düşmanlarının en ılımlı olanları bile kadına “En şiddetli cezayı” istedi.

 

****

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 82. Yıldönümüne denk geldi bu haber…

Bu büyük insanın, yüz yıl önce kadının toplumun her kademesinde temsil edilmesi açısından kritik bir adım atmıştı.

Arap despotlarının bugün bile kabul etmeye yanaşmadığı haklarını vermişti kadınlara Büyük Atatürk…

Acaba, ülkemizdeki kadınların kaçı bunun farkında?

 

****

 

Açık konuşalım, bugün Türk kadınının Suudi Arabistan’daki duruma düşme tehlikesi var!

İktidardan cesaret alan softalar, kadınların, kız çocuklarının sokakta bile dolaşmasına karşı sözler söylüyorlar.

İktidar bu bağnazlara hoşgörüyle yaklaşıyor, adeta onların sırtlarını sıvazlıyor.

Umarım Türk kadını bu gidişata karşı sesini yükseltir, çağdaş bir ülkede erkeklerle aynı hakları sahip olmanın bilinci ve gururuyla hareket eder, çağdışı kalmış bu kafalara karşı mücadele eder!

 

icerik

BURSA DÜŞÜNCE KULÜBÜ’DE YENİ DÖNEM!

 

Ercan Yakut’un başkanlığını yaptığı Bursa Düşünce Kulübü, 17 Aralık tarihinde gerçekleştireceği kongreye, yeni komisyonlar oluşturarak giriyor.

Buna göre Hukuk Komisyonu Başkanlığına-Avukat Recep Acar, Sağlık ve Turizm Komisyonu Başkanlığına İlyas Kaçan, Gençlik ve Kadın Komisyonu Başkanlığına Beyhan Yıldırım, Münazara Komisyonu Başkanlığına Avukat Halil Ağa, AR-GE Komisyonu Başkanlığına-İnşaat Mühendisi Ebubekir Aslan, Basın Komisyonu Başkanlığına ise Aysın Komitgan getirildi.

Değişik komisyonlarda görev alanlarla, Bursa’daki basın mensuplarının buluşmasında yerel ve genel sorunlar konuşuldu.

Recep Güven, Aysın Komitgan, Bilal Kayaaltı, Suat Oktay Şenocak, Zehra Göktaş, Kemal Uysal, Murat Çakmaker, Metin Eskin, Ezgin Sandıkçıoğlu, Mustafa Gültekin ve Mustafa Bay’ın hazır bulunduğu toplantıda, “Ortak akıl oluşturmak” , “Bursa insanının ufkunu açmak” amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleme kararı verildi.

İlk olarak da, Bursa’nın ulaşımı konusunda ana kararı veren Dr. Brenner şirketinin genel müdürüyle buluşma önerildi.

 

Loading