Ana Sayfa Yüksel Baysal - Serbest Yazılar Demokrasi denilen kafes ve Bursa basını!

Demokrasi denilen kafes ve Bursa basını!

Bursa, Bizans ve Roma uygarlıklarının merkezlerinden biridir.

İznik tarihi surlarıyla ayakta duruyor.

Osmanlı’nın 6 padişahı burada doğmuş, 100 yıldan fazla başkentlik yapmıştır bu yeni doğan devlete…

Şeyh Bedrettin’in yoldaşlarının cirit attığı topraklardır buralar…

Evliya Çelebi’nin İstanbul’dan sonra ilk gezdiği yerdir Bursa…

Kurtuluş Savaşı’nda 2 yıl 2 ay 2 gün işgal altında kaldığı için TBMM’ye kara örtü ördüren bir kenttir Bursa…

Nazım Hikmet’in 10 yıl hapis yattığı, Uludağ’a bakarak şiirler yazdığı bir yerdir Bursa…

Aziz Nesin’in sürgün geldiği, “Kuran öğrettiği” bir mekandır Bursa…

Bursa biraz Anadolu, biraz Kafkaslar, biraz Balkanlardır. Yani bir sentezdir Bursa…

Sentezin başkentidir Bursa…

Her renkle boyanmıştır bizim ipeğimiz…

 

*****

 

 

Türkiye’nin ilk organize sanayi bölgesinin kurulduğu kenttir Bursa…

Bunun hem olumlu hem de olumsuz sonuçlarını yaşıyoruz…

Bir yandan bozulmuş doğa, tahrip edilmiş çevre, öte yandan sanayileşen kentin getirdiği zenginlik…

Bir yanımızı yapılırken, öbür yanımız yıkılıyor.

 

*****

 

Sanayi gelişmesinden ötürü basın yaşamı da gelişmiş bir kenttir Bursa…

Anadolu’nun en gelişmiş medyasının Bursa’da olması bir tesadüf değil elbette…

Kapitalizmin ilk gelişim evresinde az gelişmiş ülkelere, periferiye sevk edilen “tekstil”den ötürü zenginleşen tüccar, yerel medyada alanına da el attı.

Ali Osman Sönmez ile Cavit Çağlar isimleri böyle ortaya çıktı.

İkisinin de tekstilden büyük paralar kazanması sonucu medyaya adım attılar.

Ali Osman Sönmez, Günaydın gazetesinden Bursa Hakimiyet’i satın alırken, rakibi Cavit Çağlar, ekibi transfer edip sıfırdan Olay’ı kurdu.

Bugün 13 civarında günlük gazete var.

Olay, Bursa Hakimiyet, benim çalıştığım Yeni Dönem, Kent ve Haber gazetelerinin kendi matbaaları var.

 

******

 

Teknik gelişmeler olumlu da, yaptığımızın işin karakteri bağımsızlık ve özgürlükle ölçülür.

Bir yandan tek parti iktidarının kıskacı altında medya patronların kişisel çıkarları için yaptıkları baskı katmerleşiyor.

Öte yandan iktidarın doğrudan basın özgürlüğünü hedef alan uygulamaları yerele de yansıyor.

Bursa’da iktidar partisinin içindeki mücadelenin hedefinde olanlar bile baskıdan, sansürden payını alıyor.

 

******

 

3 milyonluk bir kentte yaşıyoruz ama hala bazı konularda “büyük köy” gibi davranıyor siyasetçilerimiz…

Oysa Balkanlar’da artık çok sayıda 2 milyon nüfuslu ülke var.

Düşünce özgürlüğü, en temel insan haklarından biridir.

Halkın doğru ve özgür haber alma hakkı yoksa, orada insan hakkı da yok demektir.

Bugünkü iktidar ne yazık ki, tek sesli, tek renkli, tek düze bir toplum istiyor, öneriyor, yapmaya çalışıyor.

  1. yüzyılın başında bunu yapanları eleştirirken, günümüzde halen düşüncelerinden ötürü hapiste yatanların olması bu ülkenin büyük ayıbı…

Bugün bazı gazeteciler tutukluysa, biz de tutukluyuz…

Onların özgür olduğu güne kadar Anadolu basını da kendini özgür hissetmeyecek.

 

****

 

 

ROTARY TOPLANTISI!

1989 yılında kurulan Bursa Osmangazi Rotary Kulübü, 24 Temmuz basın bayramı nedeniyle beni konuşmacı olarak çağırdı. 1 Ağustos akşamı Almira otelde basın özgürlüğü ve sansüre ilişkin konuştum. Osmangazi Rotary’de eski dostlarla bir aradaydık.  Gazeteci büyüğümüz rahmetli Kemal Sulaoğlu’nun eşi Emel Sulaoğlu’nu görmek bizi duygulandırdı. Eski dostlardan Memiş Yılmam ve Avukat Erol Kılıkçıer’le bir gece geçirmek bizi çok mutlu etti.

 

 

 

Loading