Ana Sayfa Yüksel Baysal - Serbest Yazılar Eksik olur, yanlış olur, yalan olur!

Eksik olur, yanlış olur, yalan olur!

18 Mart 1915…

Dünya tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birinin yıl dönümü…

Gündemi ne kadar değiştirirlerse değiştirsinler, yine karşılarına o savaşın kahramanları çıkacak.

Ne yana dönerlerse dönsünler Mustafa Kemal Atatürk ismi önlerine gelecek.

Adeta bir hayalet gibi onları takip edecek!

*****

Afrin’e giderken bile “Kemal’in adamları” önlerine çıkmadı mı?

Şöyle ki, Arap topraklarını, Arapların ihanetleriyle terk eden Osmanlı ordusunu İngilizler Raco’ya kadar takip etmişlerdi.

Orada İngilizlerin karşısına Mustafa Kemal çıktı ve bu emperyalist sömürgenlerin Toroslar’dan Anadolu’ya girmesini engelledi.

*****

İşte bugün yine kâbus başlıyor!

Türk milletinin kendi topraklarındaki en büyük direnişi Çanakkale’de karşılarında, yine Mustafa Kemal’in altın yaldızla tarihe yazılmış ismi olacak.

İktidara yakın kalemler onun adını yazmasa da!..

Diyanet İşler Başkanlığı hutbelerinde o büyük savaşın, en büyük kahramanına yer vermese de!..

Hatta geçen yıl olduğu gibi sadece Genelkurmay bile “Deniz Savaşları’nda Mustafa Kemal yoktu” diyerek, borçlu olduğu o ismi anmasa da!..

Mustafa Kemal Atatürk olmadan Çanakkale Savaşı tarihi anlatılamaz!

*****

Bu arada belirtmiş olayım ki 18 Mart günü Mustafa Kemal Çanakkale’de askerlerinin başındaydı.

Yani Genelkurmay’ın bahanesi doğru değildi.

Konu hakkında geniş oylumlu bir kitap yazan Tayfun Çavuşoğlu ile bu konuyu konuştum.

Çanakkale Deniz Savaşları’nda sadece 93 şehit verildiğini, kanlı muharebelerin kara savaşında yapıldığını anlattı.

****

Bırakın her şeyi bir kenara! Daha Çanakkale Savaşı sona ermeden Kireçtepe’de Mustafa Kemal Atatürk’ün büstü dikilmedi mi?

Çanakkale Boğazı’na bakan Atatürk Anıtı’ndan daha büyük kanıt mı olur?

(Burada Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni ve eski başkanı Recep Altepe‘yi kutluyorum; o anıtın yenilenmesini sağladığı için…)

****

Sadece bu kadar da değil…

1917 tarihli Osmanlı Genelkurmayı tarafından yayınlanan Harp Tarihi mecmuası da orada somut bir belge gibi duruyor.

Savaşın küllerinin ve yıkımının devam ettiği o kanlı yıllarda, askerlerin yayınladığı devletin resmi yayın organında Atatürk’ün resmi basılarak, “Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal” yazılması boşuna değil…

O kapak resmi yırtılıp atılamayacağına göre, Atatürk’ü bu savaştan, bu kahramanlık destanından kimse ayrı tutamaz!

****

Çanakkale Savaşları’nda Mustafa Kemal Atatürk’ü gölgelemeye yönelik çabaya karşı önemli bir çalışmayı, tanıdığım en titiz gazeteci Tayfun Çavuşoğlu yaptı.

“Çanakkale 1915-Yalanlar, İftiralar, Polemikler” adıyla yayınlanan kitabın birinci baskısı tükendi bile…

Tayfun’a “Çanakkale Savaşı’nda Mustafa Kemal’in rolü nedir?” diye sordum bir kez daha…

Yanıtı kısa ve özdü:

“Çanakkale 1915, Mustafa Kemalsiz anlatılamaz. Adı zikredilmeksizin anlatılırsa eksik olur, yanlış olur, yalan olur, çok büyük haksızlık olur!”

****

Sonra da yandaş tarihçilerin (!) Mustafa Kemal’i küçümsemek için kullandığı “O sadece bir yarbaydı” tezine öldürücü darbeyi vurarak başladı ayrıntıları anlatmaya:

“Yarbay Mustafa Kemal’in ilk görevi 19. Tümen komutanlığıdır. Emri altındaki birliğin asker sayısı bakımından, rütbesi aslında tümgeneralliğe eşittir. (Kısa süre sonra albaylığa terfi eden-YB) Mustafa Kemal albay rütbesiyle Anafartalar Grup Komutanı olarak fiilen orgeneral yetkisi kullanmıştır. Ağustos ayındaki Anafartalar savaşında, Gelibolu yarımadasındaki tüm Türk birliklerinden oluşan Osmanlı 5. Ordusu’nun yarısından fazlasına (toplam 18 tümenden 10’una, yani 3 kolorduya) komuta etmiştir.”

Tayfun Çavuşoğlu, 9-10 Ağustos günleri Anafartalar ve Conkbayırı’nda karşısına 9 İngiliz generalin çıktığını, bunlardan üçünün savaş meydanlarında öldüğü bilgisini veriyor.

Bir de ağır yaralı general var.

Yani diyor ki Tayfun, karşısında bu kadar generalin olduğu bir savaşta, siz Mustafa Kemal’i yarbay diyerek küçültemezsiniz!

****

Bu büyük komutanın, Divanı Harp’te asılma riskini göze alarak savaşın kaderini değiştirmesini de şöyle anlatıyor Çavuşoğlu:

“Osmanlı 5. Ordu Komutanı Liman VonSanders’in Çanakkale Savaşı’nın ilk gününde aldığı yanlış savunma düzeninin yol açabileceği ‘savaşı başladığı gün kaybetme’ riskini ortadan kaldıran, yarbay rütbesindeki bir tümen komutanının hiç çekinmeden inisiyatif kullanmasıdır. Bu durum İngiliz savaş tarihinde de dile getirilir, biraz hayret, biraz da övgüyle anlatılır.”

****

Tayfun, savaş sonrasında yayınlanan İngiliz belgelerinde çıkarmanın Arıburnu ve Seddülbahir üzerinden planlandığını, İngilizlerin Conkbayırı’nı aşarak Kocaçimen üzerinden Çanakkale’nin tümüne egemen olacaklarını düşündüklerinin ortaya çıktığını kaydediyor.

Eğer İngilizler bu tepelere hâkim olsalardı, Türk topçusunun ateşine maruz kalmadan, donanmaları boğazdan geçecek ve İstanbul kapıları önlerine açılacaktı.

****

Ordu komutanın aksine emir veren, bu riski göze alarak savaşın kaderini değiştiren Mustafa Kemal onun için kahraman olarak tarihe geçti.

Siz ne yaparsanız yapın, onun izlerini silemezsiniz!..

****

Bu yazının dip notu: 29 Ekim 1915 tarihli Tasvir-i Efkar gazetesinde Mustafa Kemal’in resmi basılmış ve altına “Doğuştan yiğitlik ve kahramanlık harikaları ile temayüz etmiş Miralay Mustafa Kemal Beyefendi” yazılmıştı. Mustafa Kemal’in bu savaş nedeniyle aldığı çeşitli madalyaları daha önceki bir yazımda dile getirmiştim. Bence en büyük kanıtlardan biri, 10 Mayıs 1915 günü Mustafa Kemal Atatürk’ün Arıburnu muharebelerini yönettiği yere “Kemalyeri” adının verilmesiydi. Osmanlı verdi bu adı Cumhuriyet değil!..

 

 

 

Loading