Ana Sayfa Yüksel Baysal - Serbest Yazılar Ege’nin tarih öncesinden selam getirdim!

Ege’nin tarih öncesinden selam getirdim!

Gerilimden uzak, siyasal hırgürün olmadığı, doğanın yeniden uyandığı 2018 yılının ilkbaharını Ege’de karşıladım.

Hafta boyu aklım, kulağım Bursa’da; gözüm, gönlüm Ege’nin masmavi gökyüzündeydi.

****

Özel durumumla ilgili olumlu gelişmeler, kaygılı bir yolculuğu, harika bir bahar şenliğine dönüştürdü.

Krizi fırsata dönüştürdüm diyebilirim ve kendimi doğanın kucağına attım.

Yeşilliklerin arasında yeni açmakta olan laleleri, o iri iri gözleriyle etrafını gözleyen pembe, beyaz ve mürdüm renkli Bodrum papatyalarını izledim bol bol…

****

En iyi yol arkadaşım ve eşim Melike Baysal’la, yüzyılların tarihsel birikiminin sessiz tanıklarını da ihmal etmedik bu yolculukta…

İki antik kent gezdik; bir de inanılmaz güzellikteki eski bir Rum köyünü…

****

Aydın’dan çıkıp doğanın yemyeşil örtüsünü üzerine aldığı Çine yolundan giderek Karpuzlu’ya vardığımızda Alinda Antik Kenti çıktı karşımıza…

Kayaların dans ettiği bir dağın yamacında kuruluydu Alinda…

Issız, sessiz, kimsesiz, bir başına garipti.

Yeşillikler arasında kaybolmuştu adeta…

Bin yıllar öncesinin sürgün yaşamını sanki yeniden yaşıyor gibiydi bu antik kent…

Geçmiş hikâyesi de buna benzemiyor muydu?

Karya krallığındaki iki kardeşin kavgası nedeniyle Ada, iç bölgeye sürülür ve Alinda’yı işte sürgüne gönderilen Ada yönetir uzun süre…

Öylesine sarp bir bölgeye kurulmuştur ki Alinda, uzun süre kuşatmasına rağmen Büyük İskender tarafından alınamamıştır…

Ta ki, Ada, kendiliğinden şehrin kapılarını İskender’e açana dek…

****

Karpuzlu ovasından bakıldığında dev su kemerlerini andıran bir yapı vardır Alinda’nın olduğu yerde.

Anadolu’nun ayakta kalmış en büyük agoralarından biridir bu yapı…

Bu üç katlı devasa yapı, Alinda kentinin döneminde ne kadar gelişmiş olduğunun da bugüne ulaşmış kanıtı gibi duruyordu karşımızda!

*****

Tarih öncesi yolculuğumuzun ikinci durağı Stratonikeia antik kentiydi.

Milas-Yatağan arasında bulunan Eskihisar’ın eski yerleşimidir aynı zamanda bu antik kent…

Bursalıların yakından tanıdığı Lütfü Kırayoğlu’nun yaşadığı köydür.

Bu arada belirtmiş olayım ki, mücadeleci kimliğiyle tanınan ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkez yöneticilerinden biri olan Kırayoğlu, Vatan Partisi Yatağan İlçe Başkanı Recep Helvacı ile birlikte yaşadıkları yere katkı koymak için Stratonikeia-Eskihisar Kültür ve Dayanışma Derneği de kurmuşlar.

****

Bize, antik kent gezisinde Recep Helvacı ile Ramazan Erdönmez dostumuz eşlik etti.

Yol üzerinde bulunan Stratonikeia tam bir Roma kenti özelliklerini taşıyor.

Dağları çevreleyen artık sadece izleri görülen kale duvarları…

Görkemli sütunlar…

Kenti yönetenlerin buluştuğu büyük bir meclis binası…

Dört ayrı spor merkezi…

Kanalizasyon sistemine bağlı tuvaletler…

Ve 10 bin kişinin oyun izleyebileceği dağın yamaçlarında kurulu tiyatro…

(Denilir ki, antik kentlerde nüfusun dört veya beşte bir oranında tiyatro büyüklüğü olur. Yani burası Roma döneminde 40-50 bin nüfuslu bir yerleşim yeri…)

Üç ayrı uygarlığın izinin bulunduğu bir antik kent burası…

Halen birkaç ailenin yaşadığı bu eski kentin sakinleri deprem nedeniyle 1985 yılında önce karşıya, sonra da yukarıya taşındı.

Her gün yeni bir özelliği ortaya çıkan bu antik kent meraklıları bekliyor, büyük bir merakla!

****

Diyeceğim o ki, Ege’nin her bir köşesinde bir antik kente, bir eski yerleşim yerine rastlamak mümkün…

Biz bu kez ikisini gezdik.

Darısı diğer antik kentlerin başına…

*****

Bu yazının dipnotu: Size bir de Didim’e bağlı Doğanbey’den söz etmek isterim. Ancak onu eşim Melike Baysal öylesine güzel anlattı ki, bana söz bırakmadı. yukselbaysal.com’da okumanızı öneririm.

Loading