Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Birinci Adam güneşi, İkinci Adam gölgeyi sever!

Birinci Adam güneşi, İkinci Adam gölgeyi sever!

 

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en çok haksızlık yapılan devlet adamı kimdir şeklinde bir araştırma yapılsa, Türkiye’nin İkinci Adamı İsmet İnönü açık ara birinci olur! Mustafa Kemal Atatürk’ü eleştirmekten çekinenler, hedefe İsmet İnönü’yü koyarlar!

*****

Türk Devrim tarihin en önemli iki liderini yaşarken tanıyan ve onların yaşam öykülerini kaleme alan Şevket Süreyya Aydemir, İsmet İnönü’yü anlattığı İkinci Adam kitabının girişinde şunları yazar:

Bizim tarihimiz, halk çocuklarının tarihidir. Halk denilen hazinenin tükenmez verimliliği, Türk tarihinin akışında bu akışa damga vuran bütün önder şahsiyetlerin kaynağı olmuştur.

…Tek Adam bir halk çocuğuydu. İkinci Adam da şu halk dediğimiz denizden gelir.

…İkinci Adam, yüzyılımızın ilk yıllarından başlayarak, bütün bu gelişmelerin içinde yer almıştır. Önce bir subay ama Türkiye’nin bu devredeki bütün hareketlerinde kılıçlarını milletin kader terazisine koyan, bu kadere yön çizen aktif subaylardan biri olarak, ordu ve politika hayatına karıştı.”

Burada esas önemli olan Atatürk ve İsmet İnönü’nün birer halk çocuğu olduğu gerçeğidir.

****

Aynı kitapta Şevket Süreyya Aydemir, İsmet İnönü’yü, Mustafa Kemal Atatürk’ten ayıran özellikleri de çok güzel özetledi:

Tek Adam, ihtiras ve hayallerine sınır tanımayan, atılgan, hatta kavgacı, mücadeleci, her şeyini teraziye bütünü ile koyan, doğuştan bir mutanda adamıdır. Gerçi mantık ve hesaplılık, önsezi ve meşruluk bağlılığı onun vasıflarıdır. Ama bu vasıflar onun, topyekûn kendini verişinde, sadece itici kuvvetlerdir. İkinci Adam ise kendini kolayca ve bütün ile ortaya atmaz. Orduda ve büroda, çalışkan ve düzenleyici olarak yolunu açar. Hem o devirde, hem bütün hayatı boyunca nelerin, nereden ve ne kadar riske edeceğini, daima bir kurmay titizliliği ile hesaplamıştır. Kavga ve mücadeleyi ancak kesin neticelerin alınacağını anladığı dönüm noktalarında kabul eder. Ama bu noktaları da atlamamaya çalışır.”

****

Gerçekten de İsmet İnönü, Mustafa Kemal’e göre daha sakin, değişime daha kapalı, statükodan yana bir insandır.

Nitekim, Şevket Süreyya Aydemir de, aynı girişi yazısında İnönü’yü şöyle tanımlar:

İkinci Adam, 50 yıldan beri bütün olayların ortasında tutunabilen, hem takdirler hem yıldırımlar ortasında daima sakin kalabilen bir insandır.”

Tarihe önyargılı bakmayanlar bunu rahatlıkla görebilirler.

İki örnek vereyim:

 

BURSA’DA TÜRKÇE EZAN GÖSTERİSİ VE İNÖNÜ!

Biri, 1933 yılında Bursa’da meydana gelen olay…

Ayaklanma girişimine karşı Mustafa Kemal hemen Bursa’ya gelmek ister.

Bursa’da yetkililerden ayrıntılı bilgi alan Başbakan İsmet İnönü, İzmir’den hareket eden Cumhurbaşkanı Atatürk ile Afyon’da buluşur, Eskişehir’e kadar birlikte gelirler.

İnönü, çok sinirli olduğu söylenen Mustafa Kemal’i sakinleştirir ve ona olayın önemsiz olduğu hakkında bilgi verir.

Nitekim Atatürk de, 1 Şubat tarihinde Bursa’da Türkçe ezana itiraz eden bir grubun gösterisini,  sıradan bir olay olarak niteledikten sonra, “Olay bir din meselesi değil, dil meselesidir”  diyerek noktayı koyar.

****

Daha pek çok örnek verilebilir ama 1926 yılında Mustafa Kemal Atatürk’e planlanan İzmir Suikasti’ni iyi inceleyenler, görecektir ki, pek çok idamın önüne İsmet İnönü geçmiştir.

Devrin kraldan çok kralcı aktörleri, Kazım Karabekir Paşa’nın bile kellesinin alınmasını istemişlerdi.

Ama İnönü buna karşı koymuş, idam sadece olaylara doğrudan karışanlara uygulanmıştır.

***

Bir de 150’liklerden söz edip, olayın fotoğrafını tamamlayayım.

Kurtuluş Savaşı’na ihanet eden 150 kişilik grup, Mustafa Kemal’in ölümünden sonra ancak İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığı döneminde affa uğrayarak ülkeye dönebilmişti.

***

EN BÜYÜK YENGİLGİM!

İsmet İnönü hiçbir şey yapmamış olsa bile, Tek Parti döneminin Milli Şefi olarak, çok partili rejime kansız, darbesiz, iç savaş yaşamadan geçmeyi başaran dünya tarihi açısından örnek bir insandır.

Nitekim, Türkiye’de sağ siyasetin önder isimlerinden Süleyman Demirel’in damadı, bir dönem ANAP Bursa Milletvekilliği de yapan İlhan Kesici İnönü’nün ölüm yıldönümünde şu mesajı geçti:

Milli Mücadele kahramanımız, 2. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’yü rahmetle anıyorum. 27 yıllık tek parti yönetiminden tek bir insanımızın bile burnunu kanatmadan demokrasiye geçişimizi mümkün kılması tüm dünya demokrasi tarihinin gördüğü ilk örnek ve bizim için de büyük iftihardır.”

İşte İlhan Kesici’nin çok güzel saptadığı bu olaya ilişkin İsmet İnönü, “Benim en büyük başarım, en büyük yenilgimdir” diyebilme demokratik olgunluğunu gösterebilmiştir.

“Milli Şef” ilan edildiği bir ülkede koltuğundan inip, muhalefet sıralarına oturmayı içine sindirmiş biridir.

Var mı gerçekten dünyada bunun bir başka örneği?

****

Bu yazının dipnotu: Bernard Shaw’a ait bir sözü başlığa çıkardım.

 

 

Loading