Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Bir cinayetin ardından Mustafa Kemal  

Bir cinayetin ardından Mustafa Kemal  

Tarih 11 Haziran 1913…

Sadrazam (Başbakan) Mahmut Şevket Paşa, bir suikast sonucu öldürülür.

31 Mart gerici ayaklanmasını bastıran, Padişah Abdülhamit’i tahttan indiren Hareket Ordusu komutanlığını da yapmış olan Mahmut Şevket Paşa, Kavaklı Mustafa adında bir katilin kurşunlarına hedef olur.

Cinayeti işleyen Mustafa Kavaklı, bir Rus gemisine binerek, Romanya’ya hareket etmek ister.

Tam İstanbul’dan ayrılırken, İttihat ve Terakki yöneticilerinin haberi olur.

Osmanlı’nın sadrazamını öldüren bu katili ele geçirmek için girişimlerde bulunulur.

Ancak Katil, Rus bayrağı çekilen gemiye sığındığından dolayı bu gerçekleşmez.

Dönemin polis müdürü, gözü kara bir İttihatçı olan Azmi Bey görevlendirilir.

Polis Müdürü Azmi, bir şekilde Kavaklı Mustafa’yı gemiden kaçırarak hapishaneye koyar.

 

****

 

Rus büyükelçisinin devreye girerek, katil Kavaklı Mustafa’yı geri isteyeceği bilindiğinden dönemin İçişleri Bakanı Talat Bey ile Sadrazam Sait Halim Paşa, başkent İstanbul’dan ayrılarak Edirne’ye giderler.

Böylece Rus Büyükelçi, Babıâli’ye geldiğinde kimseyi bulamayacak ve Kavaklı Mustafa da o gece hapishanede boğularak öldürülecekti.

 

****

 

Gezi için de gerekçe hazırdı; sınırda Bulgaristan Dışişleri Bakanı ile görüşmek…

Sonrasını, Talat Bey’in özel kaleminde görev yapan Falih Rıfkı Atay‘dan dinleyelim:

Talat Bey’e, Kavaklı Mustafa’nın boğulduğu haberi gelmişti. Ertesi gün Ruslar, Azmi Bey’i polis müdürlüğünden azlettirecekler, hükümet onu Adana Valisi yapacak, Ruslar bunu da kabul etmeyerek, Azmi Bey’in bir daha devlet hizmetinde kullanılmamasını emredecekler ve istedikleri olacaktı.”

(Zeytindağı, Sayfa 27)…

 

****

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün yıktığı denilen devletin enkazı böyleydi!..

Koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nun kendi içinde bir katili bile cezalandıracak gücü kalmamıştı!

İşte Mustafa Kemal, böylesine ayaklar altında paspas edilen bir devletten, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni çekip çıkarmayı başaran büyük liderdir.

Onun bu ülke için yaptıklarını, kirli, aşağılık ve pis yalancıların sözleri, yazıları kirletemez.

Ne Fesli Kadir, ne de ona öykünen, yeni sahiplerine yaranmak isteyen şerefsiz zavallılar!..

 

BAĞIMSIZLIK NE ANLAMA GELİYOR?

 

Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı adlı nefis yapıtında bağımsızlık konusunda başından geçen bir başka olayı daha aktarır.

Yine 1913 yılı…

Falih Rıfkı, Tanin gazetesinde çalışıyor.

Ülke Balkan bozgununa uğramış,  Bulgarlar Çatalca’ya kadar gelmişti.

İttihat ve Terakki yöneticileri çaresiz, büyük devletlerden yardım dileniyordu.

Gazeteci olarak Talat Bey’den demeç almak için evine gitmişler, baş makale için görüşlerini almak istemişlerdi.

Bakın ne demişti İttihatçı Lider Talat Paşa:

“Ruslarla dostuz, şüphesiz komşu büyük devlet de bizim terakkimizi ister. Onun için öyle ümit ediyoruz ki, Ankara’dan ileri şark vilayetlerine doğru demir yolu yapılmasına artık müsaade edilecektir.”

 

****

 

“Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal’e bakın, bir de yukarıdaki sözleri bir daha okuyun!

Atatürk’ün bu ülkeyi hangi çukurdan çıkarıp, özgür ve bağımsız bir ülke yaptığını görün!..

EN BEĞENDİĞİM 10 KASIM MESAJI!

“Yaşarken bu ülkeyi emperyalistlere karşı savundun, zafere ulaştırdın, dünyayı dize getirdin. Artık hayatta değilsin, hem de 79 yıldır. Ama gördük ki, tam 15 yıldır bu ülkeye, sana, vatanseverlere ihanet edenleri de yine sen dize getirdin… Bugün huzuruna geldiklerinde ruhun onları gülümseyerek izledi, değil mi? Biz de öyle izliyoruz, hiç de rahatsız değilim, ‘Önünde, sonunda bu topraklarda yol Atatürk’e çıkar’ dediler mi dediler.”

(Melike Baysal’ın sosyal medya paylaşımı…)

 

Loading