Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Demokrasi ve Uzlaşma Grubu hangi yolları kat etti?

Demokrasi ve Uzlaşma Grubu hangi yolları kat etti?

Farklılıkları zenginlik olarak kabul etmek!

1980 öncesinin, kavga eden kuşağın insanlarıyız biz…

Birbirimize kurşun sıktık, kurtarılmış kentler, mahalleler yarattık…

Demokratik kültürden, hoşgörüden, uzlaşmadan, ötekinin düşüncesini, duygusunu anlamaktan bi haberdik.

****

Yine de hep ezilenlerden yana olduk.

Egemenlerin postalları altında ezilenlere, sömürülenlere, onuru çiğnenmek isteyenlere sahip çıkmak gibi bir vicdani sorumluluk da duyuyorduk.

Antiemperyalisttik aynı zamanda…

****

Sonra 12 Eylül darbesi oldu.

Karanlık bir tünele girdik.

600 bin insan gözaltına alındı, mahalleleri, şehirleri paylaşamayan “Ülkücüler-Devrimciler” aynı hücreyi paylaşmaya başladı.

Karıştır-barıştır” politikasına sıcak bakmasak da sopa zoruyla aynı yerde yaşamak zorunda bırakıldık.

Yine de bir araya gelmemiz çok uzun sürdü.

****

Galiba Bursa’da biz bunu başarabildik.

Demokrasi ve Uzlaşma Grubu adı altında yaşanan 25 yıllık serüven bunun bir kanıtı…

****

Farklılıklarımızla bir arada durmayı başarabildiğimiz bu çok özel yapı hakkında ilk kez kapsamlı olarak kamuoyunun önüne çıktık.

Özlem Buğday Yağmur, Lodos Haber dergisi ve internet sitesinde bizim gruba projektörünü tuttu ve hikayesini yazdı.

****

Kısaca özetlemek gerekirse…

İlk adım Gıyasettin Bingöl, Yüksel Baysal, Hayrettin Çakmak ile Necati Kartal‘dan geldi.

Homojen olmayan grup 1990’lı yılların ikinci yarısında Kervansaray Otel’in küçük odasında okumaya, tartışmaya, farklı fikirleri değerlendirmeye başladı.

****

Ara ara yaptığımız bu buluşmanın bir başka boyutunu televizyona taşıdım.

AS TV’de Bursa’nın Nabzı programında farklı düşüncedeki insanları bir masanın etrafında buluşturmaya başladım.

Konuklarım konuştukça zenginleştim.

Sadece ben mi?

Konuklar birbirlerinin farklı düşüncelerinden zenginleşti.

Vicdanların henüz buzdolabına kaldırılmadığı dönemde, herkes ötekisinden etkilendi.

****

Şimdinin bazı kahramanlarının ortalıkta görünmediği 28 Şubat postmodern darbesinin ardından İlahiyatçı Gıyasettin Bingöl, sahibi olduğu dershaneden öğrencilerinin ve öğretmenlerinin gözleri önünde gözaltına alındı.

Zehra Vakfı’nın Genel Sekreteri olarak sorgulandı, ertesi gün serbest bırakıldı.

Bir yandan bu adaletsiz uygulamayı günün siyasetçileri iletip, yardım isterken, öte yandan yerel bir gazetedeki köşemde uygulamayı en sert şekilde eleştirmiştim.

Biraz da böyle sağlamlaştı Demokrasi ve Uzlaşma Grubu’nun yapısı…

****

Gıyasettin Bingöl’ün genel sekreterliğini yaptığı Zehra Vakfı’na bağlı Bursa’da kurulu bulunan İlim Yardım Yardımlaşma Vakfı, dönemin egemenlerinin gözüne batıyordu.

Bu vakfın tüzüğüne değiştirerek, Demokrasi ve Uzlaşma Vakfı’na dönüştürdük.

****

Bu süreçte düzenli toplantılar yapmaya başladık.

Hemen her ay bir yerde yemek yiyor, kendi aramızda söyleşiyorduk.

Yüksel Baysal, Gıyasettin Bingöl, Tahsin Bulut, Niyazi Pakyürek, Sami Bilge, Mustafa Özçelik, Erdal Akaltun ekibin en baştan bu yana devam eden ana direkleri…

Gruptan bazı arkadaşlarla yollarımız ayrıldı.

Bazıları kendi istekleriyle çekildiler aramızdan, bazılarının ise demokratik kültürü yetmedi aramızda olmaya…

Niyazi Pakyürek, Hayrettin Çakmak, Kemal Ekinci, Ceyhun İrgil içimizden çıkarak milletvekili oldular.

Ne yazık ki Niyazi Pakyürek hariç, diğer milletvekilleriyle, görev süreleri ve sonrasında yollarımız bir daha kesişmedi.

Vefalı çıkmadılar anlayacağınız…

****

Ancak yeni ve çok değerli arkadaşlar katıldı aramıza…

Selçuk Türkoğlu, Nevzat Bayram, Maksut Yazıcı, Hüseyin Hüsnü Serdar gibi…

Bizi zenginleştirdiler, farkındalıklarımızı artırdılar.

****

Şimdiye kadar da onlarca konuk ağırladık.

Abdullah Gül, Faruk Çelik, Recep Altepe, Mustafa Bozbey, Murat Karayalçın, Meral Akşener, Ertuğrul Yalçınbayır, Adil Gür, Ümit Özdağ, Onur Öymen, Ali Yaşar Sarıbay, Süleyman Uludağ, İsmail Tatlıoğlu, Mustafa Yurtkuran, Mustafa Kamalak, Altan Tan, Aykan Erdemir, Özer Sencer, Hurşit Güneş ve en son olarak da E. Kurmay Albay Mustafa Önsel hatırlayabildiğim birkaçı…

****

Grubumuz yerelde bilinmesine karşın Bursa kamuoyunda yeterince karşılık bulmadı.

Bunda biraz da bizim payımız var; arkadaş grubu olarak dışarıya çok açık olmayı istemedik.

Ancak biraz da gazeteci kıskançlığı olduğunu söylemek lazım…

****

İşte bu zinciri Özlem Buğday Yağmur kırdı.

Grubumuzun geçen ayki toplantısına katıldı ve orada her birimizle söyleşi gerçekleştirdi.

Önce Lodos Haber internet sitesinde yayınladı söyleşiyi…

Sonra da Lodos Haber’in dergisinde kapak konusu yaptı.

İlk kez ekip arkadaşlarımız tam kadro olmasa da kamuoyunun önüne çıkmış oldu.

Demokrasiyi içselleştiren, farklılıkları zenginlik olarak kabul eden grubumuzun ulusal çapta örnek alınması dileğiyle, hayırlı olsun!

****

Bu yazını dipnotu: Özlem Buğday Yağmur’un yaptığı söyleşinin tamamını yukselbaysal.com’da okuyabilirsiniz.

Loading