Ana Sayfa Yüksel Baysal - Serbest Yazılar Tahsin Bulut’un mükemmel seçim analizi!

Tahsin Bulut’un mükemmel seçim analizi!

İnanıyorum ki, Tahsin Bulut, Bursa yerine, Ankara veya İstanbul’da yaşasaydı, çok farklı noktalarda olurdu.

Bedenen çalışan bir diş hekimi olmasına karşın sürekli okuyan, yazan, düşünen, üreten bir insan Tahsin Bulut…

Ülke için, demokrasi için, toplumsal gelişme için risk alıyor, kafa yoruyor, bazen Don Kişot gibi yel değirmenlerine karşı savaş veriyor.

Bana göre sadece Bursa’nın değil Türkiye’nin önde gelen aydınlarından, arkadaşı olmaktan onur duyduğum biridir.

****

Bu girişten sonra izin verirseniz, onun Demokrasi Grubu’muzda attığı yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Yazılanları dikkatle okursanız, yukarıdaki övgülerimin az olduğunu anlarsınız!

“SOSYOLOJİK PERSPEKTİFTEN KISA BİR SEÇİM ANALİZİ:

Ekonomideki kötü gidiş bir yana, inşaat rantı üzerinden kent yağması, çarpık yapılaşma, yoğun hava kirliliği ve kentsel çevre kalitesizliği gibi vatandaşın gündelik hayatını doğrudan etkileyen pek çok kent sorununa rağmen, toplumda yerel yönetim seçiminin gündemi ile içeriği ile hiç bir bağı olmayan ulusal ölçekli ‘beka’ propagandasının, üstelik genel iktidarın değişmeyecek olmasına rağmen karşılık bulması ve Cumhur İttifakı’nın bu tez üzerinden hala yüzde 51’in üzerinde oy alması, bu coğrafyada duygu yüklü reflekslerin rasyonalitenin önünde olmaya devam ettiğini gösteriyor.

Bunu biraz açarsak;

Bu coğrafyada hamaset perspektifli lider kültü, siyasal tercihlerde dominant bir karakter olarak etkisini sürdürüyor.

-Siyasal tercihlerde dünyevi yaşama dair beklentilerin yerine, inanç, etnisite ve ideoloji eksenli soyut kavramlar daha etkili oluyor.

Türkiye’de cemaat kültürü, aşiret bağları, sık dokulu yapılar, bölge, etnisite ve inanç temelli organizasyonlar gibi bireyleşmeyi önleyici toplumsal yapılar, kent nüfusundaki büyük artışa rağmen yeterince çözülmüyor. Kent, henüz bu sosyolojiyi çözebilecek bir sosyo-kültürel altyapıyı oluşturabilmiş değil.

-Sosyo-ekonomik ve toplumsal dokudaki şekli değişime rağmen, bireysel haklar, örgütlülük ve demokrasi talebi gibi talepler yeterince karşılık bulmuyor.

Orta sınıf yeterince güçlenemediğinden, gelecek kaygısı, geçim derdi, güvenlik endişesi gibi korkular, seçmen tercihini oldukça etkiliyor.

Siyasi aktörler, bu toplumsal gerçeklikleri değiştirici talep yönetimi yerine, bunları sömürücü, manipüle edici politik tutumu tercih ediyorlar. Bu durum da, seçmen desteğinin rasyonel davranmasını engelliyor.

-Yerel seçimlerde tamamen adaylara ve yerel nitelikli politika, program ve projelere odaklanması gereken seçmen, bu bilgiyi ıskalıyor ve yukarıda bahsettiğim gerekçelerle kolayca manipüle olabiliyor.

-Bütün bunlara rağmen Türkiye toplumunun bazı kavramlara olan bağlılığı nedeni ile seçmen davranışı bazen beklenmedik bir yönelime de girebiliyor. Bu kavramların başında ‘adalet duygusu’ geliyor.

Kanaatim odur ki Ankara ve İstanbul’da Millet İttifakı’nın adaylarına yönelik mağdur edici karalama kampanyalarına karşı seçmen, ilçede farklı oy kullanmasına rağmen, büyükşehirde bu adaletsizliğe tepki niteliğinde bir tercih ortaya koymuştur.

Tıpkı sayın Erdoğan’ın mağduriyeti karşısında 2002’de ortaya konulan tepki gibi…

– Velhasılı hala daha normalleşmeyi beceremeyen bir ülke olma vasfımızı koyuyoruz. Buradan çıkabilmek için, başta siyasiler, medya, akademya ve kanaat önderleri olmak üzere herkese büyük sorumluluk düşüyor.

Öte yandan seçim sonuçlarını değiştiren seçmen kitlesi kanaatimce yaklaşık yüzde 20’lik bir kitledir. Bu kitle deplase olabilen ve daha rasyonel davranabilen bir kitledir. Eğer bu kitle yer değiştirmese, seçim sonuçları tekrardan ibaret olur.

Normalleşmeyi başarabilmenin bir yolu da galiba bu kolay yer değiştirebilen seçmen kitlesini büyütmekten geçiyor…

Ne dersiniz?”

****

Bu yazının dip notu: Tahsin Bulut’un sosyal medyada yer alan bu önemli yazısı tarihe kayıt olarak düşsün istedim.

Loading