Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Yalan söyleyen tarihçi utanır mı?

Yalan söyleyen tarihçi utanır mı?

Derin tarih adına yayınladığı dergiyle Türk Milletine ve onun önderine derin çukur açmaya çalışan biridir Mustafa Armağan…

Geçmişte FETÖ tarafından desteklenip çıkartılan derginin ana amacı, Mustafa Kemal’in olmadığı bir tarih uydurmaktır.

Bunlar, Kurtuluş Savaşı’na, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna düşmandırlar.

Fesli Kadir “Keşke Yunan galip gelseydi” diyor ya, Mustafa Armağan da aynı düşüncenin tarihi arka planını oluşturmaya çalışıyor.

****

“Bursa” konusunda yazdığı kitabı okuduktan sonra Mustafa Armağan’ı dikkatle izlemeye başlamıştım.

Zaman gazetesindeki yazılarının birinde 1959 yılında Uşak’ta meydana gelen olaylara yer vermişti.

***

27 Mayıs 1960 darbesine giden süreci tetikleyen önemli olaylardan biridir Uşak olayları…

Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Cumhurbaşkanı, Kurtuluş Savaşı’nın kahramanı İsmet İnönü, CHP Genel Başkanı sıfatıyla 30 Nisan 1959 tarihinde trenle Uşak’a gelir.

Demokrat Partililer, şehir merkezine girmek isteyen İnönü’ye engel olmak isterler.

O kadar ki, Kurtuluş Savaşı’nda karargah olarak kullanılan müzenin ziyaret edilmesini bile engellemeye çalışırlar.

Dönemin yöneticileri, göstericilere göz yumunca, ertesi gün yani 1 Mayıs tarihinde trenle ayrılmak isteyen İnönü’ye taş atarlar, İsmet İnönü’nün kafası yarılır.

****

Yakın tarihte meydana gelmiş bu olayı yazmıştı Mustafa Armağan…

Elbette çarpıtarak…

Sanki bu provokasyonu CHP organize etmiş, darbeye zemin hazırlamış gibi yansıtmıştı bu sözde tarihçi (!)

****

Mustafa Armağan’a cevap, o sırada Zaman gazetesinde yazan Hilmi Yavuz’dan gelmişti.

Şairliğine ihanet edercesine FETÖ’ye kültür hizmetinde bulunan Hilmi Yavuz, yine de namuslu kalan bir yanı olsa gerek, şunları yazmıştı:

“Sevgili Mustafa Armağan, ben o sırada Yeni İstanbul (Veya Vatan) gazetesinin muhabiri olarak İsmet İnönü’yü izliyordum. Olaylar senin dediğin gibi olmadı. Ara seçimler vardı. Demokrat Partililer, İnönü’yü şehre sokmamaya kararlıydılar. Taş atanlar Demokrat Partililerdi. Göstericilerle konuşmuş haber yapmıştım.”

****

Hilmi Yavuz’un kişisel tanıklığına karşı Zaman yazarı Armağan yine de yayınladığı kitapta aynı iddialara yer vermişti.

1960 DARBESİNE GİDEN SÜREÇTE UŞAK!

Oysa provokasyonun nasıl yapıldığı o kadar net ki…

Olayı enini boyuna inceleyen Mehmet Karayaman’ın ağzından dinleyelim ayrıntıları:

1959 yılında, iktidar ve muhalefet partileri arasındaki siyasi tansiyon yükselmiş, karşılıklı suçlamalar artmıştır. TBMM’de boş olan 21 milletvekilliği için ara seçim yapılacağına dair beklentilerin ortaya çıkması üzerine CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, iktidarın baskıcı uygulamalarını halka anlatmak amacıyla Trakya ve Ege bölgelerine, ‘Bahar Taarruzu’ adı verilen gezilere çıkmaya karar vermiştir. Uşak-Salihli-Manisa-Turgutlu-Kemalpaşa ve Belkah ve üzerinden İzmir’e kadar uzanacak ilk geziye de, ‘Ege Taarruzu’ adı verilmiştir. CHP Uşak Milletvekili Ali Rıza Akbıyıkoğlu, Ege gezisine çıkmayı düşünen İsmet İnönü’ye, seyahatini trenle yapmasını önermiş, bu sayede daha fazla il ve ilçe ile temas etme imkânının doğacağını belirtmiştir. Ege gezisinde, memleketi olan Uşak’a da mutlaka beklediklerini ifade etmiştir.”

*****

İsmet İnönü, Ankara’dan Uşak’a doğru hareket ettiğinde, Demokrat Partililer, İnönü’nün Uşak gezisinin sönük geçmesi için bir dizi önlemeler almaya çalışmışlardır. Köylerden gelen CHP’liler Uşak’a sokulmadığı gibi, İstasyon Caddesi tamirat bahanesi ile yer yer kazılarak araç trafiğine kapatılmış, belediye hoparlörlerinden halka hitaben günde birer saat ara ile yapılan anonslarda, İsmet İnönü’yü karşılayacak kişilerin Toplantı ve Yürüyüş Kanununu ihlal etmiş olacakları ve haklarında yasal işlem yapılacağı bildirilmiştir. Belediye hoparlörlerinden yapılan anonsların birinde, bizzat DP Uşak İl Başkanı İsmail Saraçoğlu da halka hitap etmiştir.”

****

Karayaman, olayları bizzat yaşayarak anlatan Millet Partisi İl Başkanı’nı tanık olarak gösterdi:

“İsmet İnönü’ye bardak atılması ile ilgili olarak, o dönemde Millet Partisi Uşak İl Başkanı olan Dr. Alaaddin Ergönenç şu bilgileri vermektedir: ‘İnönü gelmeden bir gün önce İl Nafıa Müdürü bütün kamyonlarını köylere göndererek, köylerdeki Demokrat Partilileri Uşak’a taşımış, onları İstanbul Sineması’nda toplamıştı. Burada, köylerden gelenlere yiyecek ve içki veriliyordu. Olayların çıkacağı bir gün öncesinden belli idi. İnönü, İstasyondan üstü açık bir araca binerek şehre geldi. O zaman Demokrat Parti binası şimdiki İsmet Paşa Caddesi üzerinde bulunan Garanti Bankası’nın bitişiğindeki köşedeydi. İki katlı ahşap bir bina idi. İnönü geçerken Demokratlar binanın balkonuna çıkarak, İnönü’yü protesto ettiler. Bu sırada bir çay bardağı fırlatıldı. Kimin fırlattığını göremedik, ama hem Hulusi Karakaya hem de Eşref Öğün bardağı kendisinin attığını söyledi. 27 Mayıs’tan sonra Uşak olayları ile ilgili yargılama yapılırken bu kez de ben atmadım diye ikisi de olayı inkâr etti.”

*****

Mustafa Armağan bütün belge ve bilgilere karşın, olayları İnönü’nün konuşmasının kışkırttığını öne sürecek kadar tarihi çarpıtan biri…

Yukarıda alıntılardan anlaşıldığı gibi İsmet İnönü daha şehre ayak basmadan kışkırtmalar başlamıştı.

Kanlar içinde kalan İsmet İnönü buna rağmen Uşak’ta şu tarihi cümleleri söylemişti:

Sevgili yurttaşlarım. Ben otuz yedi yıl önce Uşak’a geldiğimde Yunan Başkumandanı’nın kılıcını teslim alarak, Atatürk’e teslim ettim. Bu belde böyle bir beldedir. Halkımıza sonsuz saygı ve sevgiler sunarım. Şimdi sizlerden bir ricam var. Buradan sessizce ve ağırbaşlılıkla dağılmanızdır.

****

Bu yazının dip notu: Uşak, Kütahya’dan ayrılıp il olan bir şehir. 1950 sonrasında da burada seçimleri hep CHP kazanmıştı. İnönü’yü kendi evine, kurtardığı şehre sokmak istemediler.

Loading