Ana Sayfa Yüksel Baysal - Gazete Yazıları Ankara’daki utanç müzesi!

Ankara’daki utanç müzesi!

Öğrencilik döneminde ağabeyim orada yattığı için Ulucanlar Cezaevi’ni biliyordum. Geçen hafta sonu Ankara’da, önce Anadolu Medeniyetler Müzesi’ni, ertesi gün de Ulucanlar Cezaevi Müzesi’ni gezdim.

İrkildim, dehşet içinde kaldım.

Türkiye’nin gelmiş geçmiş aydınlarının resmi geçidiyle karşı karşıya kaldım.

Bunun adına utanç müzesi demek daha doğru olur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’dan miras aldığı despotik yapı olduğu gibi devam etmiş, aydınlara bin bir zulüm çektirilmiş…

Bir kısmı mahpushaneden çıkmış ama bazıları orada idam edilmiş…

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan gibi…

Amerikan emperyalizmine karşı ‘Bağımsız Türkiye’ diyen bu üç gencin idamlarından önce son fotoğrafları bu cezaevinde çekilmiş…

****

Ulucanlar Cezaevi’nde yatan aydınların isimlerinin tamamını saymaya kalksam, bu yazının tamamı yetmez.

****

Müzeyi Altındağ Belediyesi düzenlemiş…

Uzun yıllar bu ilçede başkanlık görevinde bulunan Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin AK Parti değirmeninde öğütüldüğünü belirtmiş olayım.

Belediye, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yapamayacağını yapmış…

Bu mükemmel müzede sansüre yer verilmemiş…

Gerçekler bütün çıplaklığıyla ortaya konulmuş…

*****

5 liraya içeri giriyorsunuz, zaman tünelinde yaklaşık 2 saatlik yolculuk yapıyorsunuz.

10. koğuştan başlayıp, birinci koğuştan dışarı çıkıyorsunuz.

Her bir koğuş özel bir biçimde düzenlenmiş…

****

İlk olarak sizi Bülent Ecevit karşılıyor.

Sonra Osman Bölükbaşı

Demokrat Parti’nin amansız muhalifi o ünlü isim.

Hatırlanacaktır,  halk Bölükbaşı’nı seçti diye Kırşehir, Bayar-Menderes tarafından il olmaktan çıkartılıp ilçe yapılmıştı.

Bu iki liderin yattığı 9 ve 10. koğuşa Hilton adı verilmişti.

Dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün Osman Bölükbaşı’yı cezaevinde ziyaretinin fotoğrafı var.

****

Ulucanlar’ın eski adı Cebeci Tevkifhanesi

Nazım Hikmet orada yattı, şiirlerinde bu mahpushanenin adı o şekilde yer aldı.

1924 yılında Alman şehir plancısı tarafından özellikle meskun mahalde yapılmış, mahpusların, tarım arazilerinde çalıştırılması ön görülmüştü.

Ulus, Hamamönü-Kale civarı, Osmanlı yerleşim yerleri olduğundan; cezaevi de şehrin yakınına inşa edilmişti.

1925-2006 yılları faaliyette olan Ulucanlar, Sincan Cezaevi yapılınca, boşaltılmıştı.

****

Ceza ve tutukevine adım attığınızda, ilk olarak sizi Sevim Onursal’ın bağışladığı resimler karşılıyor.

2009 yılında 83 yaşında ölen Onursal, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) militanları Deniz Gezmiş, Sinan Cemgil ve arkadaşlarını Kavaklıdere’deki evinde sakladığı gerekçesiyle, sıkıyönetim askeri mahkemesinde yargılanmış ve mahkum edilmişti.

****

Sonra gazeteciler göreceksiniz koğuşlarda…

Özellikle Demokrat Parti döneminde ağırlıklı olarak kullanıldı.

Koğuşlara girdiğinizde yatanların tamamı gazeteci/yazar/düşünce suçlusu olduğunu göreceksiniz.

Gazete kupürleri çerçeveletilip asılmış ranzalara…

Örneğin, Ülkü Arman’nın 16 ay hapsinin yanı sıra, Ulus gazetesinin de bir ay kapatıldığına tanık olacaksınız.

Sonra Nihat Subaşı ile Şinasi Nahit Berker’in hapis haberi, cezaevi önünde fotoğrafı…

Ve bir başka gazete:

Demokrasi rekoru: Bir günde 50 gazeteci mahkeme önüne çıktı.”

Alt başlık; “Fikirleri öldürmeyi henüz hiç kimse başaramamıştır.”

Gazetenin bazı sütunları bembeyaz, yani boş bırakılmış…

Ve diğer haberlerin tamamı gazetecilerle ilgili…

Demokrat Parti’nin “Demokrasinin Yıldızları” Menderes’in utanç sicili…

****

Durun devam edeyim…

Beyhan Cenkçi dün cezaevine girdi.”

Bir başka haber: “Üç gazeteci birer yıla mahkum oldu.”

Haberin içindeki isimlerden biri de Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Romanlarını okuduğumuz, Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı’nı, köylümüzü en güzel anlatan kişi de mahkum olanlar arasında…

Ulus gazetesinin iki ay kapatılacağını aktaran haberin spotunda şu bilgilere yer veriliyor:

İstanbul’da da dün 18 basın davasına bakıldı. Aydın’da bir gazeteci hakkında Başvekilin muvafakatıyla takibat açıldı.”

Metin Toker hapse girdi.”

Ve Hilton’da kalanların listesinin bir kısmı…

Başta Necip Fazıl Kısakürek var. (Sanmayın Tek Parti devrinde içeri girdi, yıl 1953…)

Nazım Hikmet, Osman Yüksel Serdengeçti, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Zekeriye Sertel, Ratip Tahir Burak, Mümtaz Faik Fenik, Ahmet Emin Yalman, Kurtul Altuğ, Adnan Cemgil, Cüneyt Arcayürek, Fakir Baykurt, Hüseyin Cahit Yalçın, Fahri Erdinç, Erdoğan Tokatlı, Turhan Dilligil, Sol yayınları sahibi Muzaffer İlhan Erdost, Bilim ve Sosyalizm Yayınları’nın sahibi Süleyman Ege…

****

Elbette Yılmaz Güney…

Onsuz cezaevi olur mu?

12 Eylül öncesinde nasılsa suçsuzum diyerek cezaevinden kaçmayan 12 Eylül’de idam edilen Necdet Adalı’nın Mahmut Esat Güven ile fotoğrafı var.

Yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’in de…

****

İslamcı camiadan Mustafa İslamoğlu var…

Sayıları çok az!

****

Kadınlar da var.

Eskilerden Sabiha Sertel var örneğin…

Anılarını kaleme aldığı “Roman Gibi” yaşamına Cebeci Tevkifhanesi’ni de ilave etmiş Sabiha Hanım…

Acaba cumhuriyet döneminin ilk siyasi kadın tutuklusu muydu Sabiha Sertel?

Behice Boran, Feride Çiçekoğlu, İpek Çalışlar, eşi Oral Çalışlar da elbette oradan geçti.

****

Ülkücülerden Osman Yüksel Serdengeçti ile Muharrem Şemsek ve Dr. Tevfik Ozan’ı gördüm.

****

Talat Aydemir, Fethi Gürcan ve darbeci arkadaşları da burada tutuklu kalıp, burada idam edildiler.

****

Şair-yazarlar Enver Gökçe, TMMOB eski başkanlarından Bülent Tanık, Ahmet Say, Taner Akçam, Metin Peker, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Hüsnü Aktaş, Yılmaz Odabaşı, Halim Büyükbulut, ve illa ki Ahmet Arif, hepsi Ulucanlar’dan geçmişler.

****

Daha fazla anlatmaya gerek var mı?

Türk aydınlarını tanımak, serüvenlerine tanıklık etmek istiyorsanız, Ankara’ya yolunuz düştüğünde Ulucanlar Cezaevi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz!

Loading