Ana Sayfa Yüksel Baysal - Serbest Yazılar Türkiye bir aydınını kaybetti, biz öncümüzü!

Türkiye bir aydınını kaybetti, biz öncümüzü!

Şehzadeler kenti Amasya ile yolum üç kez kesişti.

1989 yılında kısa dönem askerlik için gitmiştim bu güzel şehre…

Kayaların arasına oyulmuş izlenimi veren, içinden ırmak geçen Anadolu’nun en güzel şehirlerinden biridir Amasya…

Irmağın kıyısındaki Osmanlı konakları, Amasya’ya ayrı bir güzellik katıyor.

Yeşilırmak kenarında kurulan bu kent, kral mezarlarıyla da ünlüdür.

***

Acemi birliği eğitimi sırasında bazı hafta sonları kent içini dolaşma olanağı bulmuştum.

Tedirgin bir gezme de olsa, üst üste yığılan kayaların bir dağ gibi kenti örtmesini, nehrin kentin ortasından akmasını sevmiştim.

***

İkinci gidişim bir yol üzeri buluşmaydı.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, Anadolu Spor Gazetecileri Derneği Genel Başkanı İbrahim Erdoğan’la birlikte geçtiğimiz yıl Karadeniz turu sırasında Amasya’ya uğramış, Tokat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kemal Özdilek ile buluşmuştuk.

Kente yukardan bakan tepede Tokat kebabı yemiştik.

**

Bu üçüncü gidişim acılı bir haber üzerine oldu.

Uzun bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra hukuk eğitimi alarak avukat olan amca oğlum Nevzat Baysal’ı son yolcuğuna uğurlamak için ağabeyim Oktay Baysal ve kardeşim Erdal’la vardık şehzadeler kentine…

**

Nevzat ağabeyim, Baysal ailesinin en değerli evlatlarından biriydi.

Rize’nin İkizdere ilçesinin küçük bir mahallesinde geçti çocukluğumuz…

Bizden birkaç yaş büyüktü…

Ağabeyimizdi.

1968 kuşağına ucu ucuna yetişen ama onun ışığını genç kuşaklara ileten bir aydındı.

Bizim ailenin, o da rahmetli olan Avukat Aslan Baysal’la birlikte aydınlanma sürecinin en önemli basamaklarından biriydi.

Yeraltında çıkardığım bazı kitaplarda onun ismi yazılıdır, “Öğretmen Nevzat Baysal, 1972 Siirt” gibi…

**

Kitapları sevmeyi, ezilenden yana olmayı, bir insanın hem devrimci olup hem de son derece nezaketi elden bırakmamayı ondan öğrenmeye çalışmıştık.

Son derece donanımlı biriydi.

1980 öncesi TİKP, Aydınlık çizgisine sempati duyunca, yoğun tartışmalar yapmıştık.

***

Son yıllarda görüşmesek de oralarda bir yerlerde olduğunu bilmek, Türkiye aydınlanması için savaşım verdiğini, yeni insanlar kazandığını düşünmek iyi geliyordu bize…

***

ÖMRÜ EZİLENLERDEN YANA MÜCADELE İÇİNDE GEÇTİ

Amasya’da Beyazıt Camisi’ndeki cenaze müthiş kalabalıktı.

Türkiye’nin dört bir yanından, hatta yurt dışından gelenlerin yanı sıra Amasya’nın güzel insanları da cami avlusunu doldurmuştu.

Amasya Barosu Başkanı Ahmet Melik Derindere, Nevzat Baysal’ı, “Parayı önemsemeyen, ezilenden yana olan, adaletli bir insan” olarak tanımladı.

Ki gerçekten son derece ince, naif ve sakin bir insandı.

Her birimizin karakterine sinen Karadeniz’ın hırçın dalgasının onda eseri yoktu.

***

Yazdıklarımın bir kısmı akraba övgüsü olduğu sanılabilir.

Bakın onun Facebook sayfasındaki yorumlarda neler var.

Sinan Kol:

“TARİFSİZ ÜZÜNTÜ İÇİNDEYİM
Can dostum, ev arkadaşım, yoldaşım, öğretmenlik idolum, KARINCA ile konuşup anlaşabilen, kibir, küfür bilmez iyi olan her şeyi bilen canlı KÜTÜPHANE, mücadele adamı eşsiz insan Nevzat Baysal’ı kaybettik. Işıklar içinde rahat uyu.”

**

Nuray Karagülle:

“Birer birer gittiler
Beyaz elbiselerini giyerek
Geri dönmeyenler diyarına
İyi insanlar…
Bir hayalleri kaldı gözlerimizin önünde
Bir de söyledikleri sözler kulaklarımızda
Zaman zaman andık
Zaman zaman yandık
Onlar gittiler
Biz gitmeyiz sandık…

Güzel insan, iyi yürekli öğretmenim Nevzat Baysal ‘a Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun…”

**

Mahmut Sami Sözen:

“Naifliği, insanlığı ile hepimize örnek olmuş meslektaş büyüğümüz ve ortaokul yıllarında Vatandaşlık dersime giren, ‘Anayasa’ sözcüğünü ilk duyduğum kişi olan öğretmenim Av. Nevzat Baysal Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. ‘Karıncayı incitmeyen adam’ tabirine en uygun insan belki de oydu. Ne kalp kırdığına tanık oldum, ne de yüksek sesle konuştuğuna… Hepimizin başı sağ olsun… Mekanın cennet olsun meslektaş büyüğüm, öğretmenim, güzel insan…”

Loading