Ana Sayfa Yüksel Baysal - Serbest Yazılar Yabancı sözcükler yabani otlar gibidir!

Yabancı sözcükler yabani otlar gibidir!

Türkçe sözcüğünün kökeni Türk’tür. Türk’ün dilidir bu…

Dil devriminin ana amacı Atatürk’ün öngördüğü gibi Türk dilinin yabancı dillerin boyunduruğundan kurtulmasıdır.

Türkiye’nin bağımsız olması gibi bir durumdur.

Dilde özleşmeye, yenileşmeye karşı çıkanlar aslında Türkiye’nin tam bağımsız olmasına karşı çıkıyorlar; tıpkı 6. Filo’nun önünde şükür namazı kılmaları gibi Arapçanın önünde takla atıyorlar.

****

İstisnalar hariç Türkçe okunduğu gibi yazılan bir dildir.

Shakespeare’in ‘İngilizceyi kim yazıldığı gibi konuşulan, konuşulduğu gibi yazılan bir dil haline getirirse bütün varlığımı ona bağışlayacağım” demiş olduğu söylenir.

(Bakınız Kendi Diliyle Kavrulmak, Kemal Ateş, Bilgi Yayınları, sayfa 23).

Yaşamını dil konusuna adayan Kemal Ateş, Osmanlıca sevdalılarına tam bu noktadan atış yapar:

Arap yazısında üç ünlü harf vardı, bu harfler sekiz ünlüsü olan Türkiye’ye uymadı, yetmedi.

Örneğin ‘sulu’ sözcüğünde iki ‘u’ var değil mi, siz bu u’lardan birincisini başka bir harfle, ikincisini başka bir harfle yazacaksınız. Bunun kuralı ne? Kuralı yok, ezberleyeceksiniz. ‘Üç’ yazdığınız sözcük ‘uç’ da okunabilir, ‘öç’ de okunabilir, ‘uç’ da okunabilir.

(Aynı eser, sayfa 42).

***

Unutmayalım ki Osmanlıca bir Saray diliydi. Halk dili farklı yürüdü.

Karacaoğlan’ı, Yunus Emre’yi, Dadaloğlu’nu, Pir Sultan’ı bugün de anlamıyor muyuz?

İlk kıtasını herkesin bildiği Elif şiirinde yabancı sözcük var mı?

“Elif’in uğru nakışlı,

Yavrı balaban bakışlı,

Yayla çiçeği kokuşlu,

Kokar Elif, Elif deyi…

Elif kaşlarını çatar,

Gamzesi sineme batar.

Ak elleri kalem tutar,

Yazar Elif, Elif deyi…

Evlerinin önü çardak,

Elif’in elinde bardak,

Sanki yeşil başlı ördek

Yüzer Elif, Elif deyi…

Karac’oğlan eğmelerin,

Gönül sevmez değmelerin,

İliklemiş düğmelerin,

Çözer Elif, Elif deyi.

****

Bir başka örnek vereyim mi?

“Bugün yardan haber geldi

Bugün yardan haber geldi

Bir bir yandan bir bir yandan

Eğildim bir buse aldım

Bir bir yandan, bir bir yandan

Güzel olanı severler

Güzel olanı severler

Yanağından gül dererler

Kulakta mengüş küpeler

Bir bir yandan, bir bir yandan

Şekerden şerbet ezerler

Şekerden şerbet ezerler

İnce tülbentten süzerler

Dört yanım almış güzeller

Bir bir yandan, bir bir yandan

Karacaoğlan gel yanıma

Karacaoğlan gel yanıma

Seni sarayım canıma

Dola kolların boynuma

Bir bir yandan, bir bir yandan”

****

Öner Yağcı’yı izleyerek söylersek:

‘Bir köylü toprağını ve öküzünü, bir marangoz tahtasını ve rendesini nasıl severse ben de Türk dilini öyle seviyorum’ diyen Nâzım Hikmet, dil kavgasıyla aydınlık kavgasının farkının olmadığını söyledi ve ustalaştı:

“…Dilimizi yeni yeni işlemeye başladık. Osmanlı denen nesne Osmanlı İmparatorluğu ile beraber yıkıldı ve şimdi Türkçeyi işlemekle meşgulüz…”

(12 Ağustos 2023-Cumhuriyet gazetesi).

****

Geçen bir yobazın yazısına baktım; Türkçe’nin ilerlemesine karşı atıp tutuyor ama yazısı yeni türetilmiş sözcüklerden geçilmiyor.

Bilgi, birikim, gelişme, gözden türemiş sözcükler, gözcü, gözlem gibi.

Yaşı 50’inin üzerinde olanlar anımsayacaktır, bu ülkede olanak, olasılık için kıyametler koptu.

Başta Nazlı Ilıcak olmak üzere dil gericileri bu sözlerle birlikte devrim sözcüğüne savaş açmışlardı.

Bu sözcükleri kullananı komünist diye damgalıyorlardı.

Onların düşünceleri tarihin çöp sepetinde duruyor ancak dil gelişiyor, değişiyor, diğer dillerin boyunduruğundan kurtuluyor.

Ali Yüce’nin “Dil Savaşları adlı şiiriyle bitireyim:

Dil bahçemde yaban otları/ Arapça Farsça sözcükler/ Bana da batıyor gülüm/ Ben de kanıyorum Türkçemle birlikte.”

****

26 Eylül Türk Dil Bayramı kutlu olsun.

Loading