Ana Sayfa Yüksel Baysal - Serbest Yazılar Eşekli Kütüphaneci, Fakir Baykurt, kitaplar!

Eşekli Kütüphaneci, Fakir Baykurt, kitaplar!

Ona bir kitap vereceğim

Rahatını kaçırmak için

Bir öğrenegörsün aşkı

Ağacı o vakit seyredin.

***

Melih Cevdet Anday’ın ‘Rahatı Kaçan Ağaç’ şiiriyle başlayalım yazıya…

Daha önce Fakir Baykurt’un ‘Eşekli Kütüphaneci’ adını verdiği son yapıttan söz etmiştim.

1950’lerin başında Ankara’da memuriyete başlayan Mustafa Güzelgöz’ün Ürgüp’teki kütüphaneye tayini çıkar.

O dönemler nüfus ağırlıklı olarak köylerde olduğu için kütüphaneye kimse gelmez.

Güzelgöz, okumayı teşvik etmek için bir eşek satın alır, kitapları sandıklara koyarak köylere kitap dağıtmaya başlar.

Kadınları okumaya özendirmek amacıyla da kütüphaneye dikiş makinesi getirir. Salı günlerini de dikiş günü olarak belirler. Kadınlar kumaşlarıyla dikiş sırası beklerken ellerine birer kitap verir

Ayrıca ücretsiz okuma yazma kursları düzenler; halıcılık kurslarını başlatır ve bu sayede bölgede halıcılık canlanır.

Eşekli Kütüphaneci bununla da yetinnez, kooperatiflerin kurulmasına öncülük eder, bölgede şarap üretimini canlandırır.

****

Mustafa Güzelgöz’ün bu çabaları yaygın basına yansır, her yerde “Eşekli Kütüphaneci’ haberleri yer almaya başlar.

1960’lı yıllarda ABD’de düzenlenen bir yarışmaya katılır ve büyük ödülü alır.

Yarışmada en büyük rakibi İtalyan Jiordano’dur.

İtalyan yardımseverin köprü altındaki çocukları kurtarma hikayesine karşı Juri Başkanı Amerikalı Cooke Mustafa Güzelsoy’u savunur.

Fakir Baykurt kitapta Amerikalı juri başkanının sözlerine yer verir:

Mustafa Güzelgöz’ün başarısı daha önemli bence… Ana babalar çocuklarını köprü altına bırakmasın diye onların kafalarının ardına ışık götürdü. Yol ve taşıt gitmeyen köylere eşeklerle, katırlarla kitap taşıyarak halka okumayı sevdirdi. Köy kitaplıkları açtı. Bu kitaplıklara kadınlar gelebilsin diye dikiş makineleri sağladı. Beşikler koydu. Böylece kadınların da kitap okumasını sağladı. Kitaplıkları köylüler için kültürel ve sosyal merkezler haline getirdi. Dediğim gibi Mustafa’nın öyküsü bence daha önemli. İnsana esin ve cesaret veriyor. Mustafa daha sekiz on yaşında bir çocukken, kör komşusuna üç yıl süreyle kitap okudu. Bunu ona kimse buyurmadı.”

(Sayfa-81).

****

Kitapta çok güzel bir söz var; “Köye kütüphane açmak, çöle çeşme götürmek gibidir” diyor yazar Fakir Baykurt…

Milli Eğitim Bakanlığı’nın dünya klasiklerini bastığı bir dönemde, kitabı köye götürme mücadelesi veren Mustafa Güzelsöz’ün bu çabası ne yazık ki sonraki dönem sürdürülmedi.

Kitap düşmanlığı yapıldı.

Oysa bir ülkenin geleceğini kurtarmak isteyenler, özellikle çocuklarını kitaplarla buluşturmak zorundalar.

Türkiye halen kütüphane fakiri bir ülke…

Ülkemizde 700 bin civarında kahvehane varken, 35 bine varmayan bir kütüphane sayımız bulunuyor ki bunları çoğu atıl halde…

****

Fakir Baykurt’un kitabında başka güzel sözler de var…

Bizde halk seyretmeyi sever, genellikle işe karışmaz.”

“Bizim toplum meraksız bir toplumdur.”

****

Fatih’in şimdiye dek duymadığım bir sözünü aktarıyor ilerdeki sayfalarda:

Bir şehir kurmanın olmazsa olmaz üç yapısı vardır: Kitaplık, kanalizasyon, hamam!”

Doğruysa biraz eksik söylemiş Fatih Sultan Mehmet…

Anadolu’nun bütün antik şehirlerinde tiyatro binası vardır. Kültürel etkinlikler için yapılsa da halkın toplanma alanlarıdır antik tiyatrolar….

****

Melih Cevdet Anday’ın şiiriyle başladım, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiiriyle bitireyim:

Öyle dalmış ki

Yüzyıllar süren uykusuna

Uyandırmazsan uyanacak değil.”

DEMOKRASİ İÇİN SANDIK BAŞINA

Yarın sandık başına gidip oy kullanacağız. Barış içinde, şenlik havası içinde yapılmalı seçimler.

Kim kazanırsa kazansın, kaybeden için dünyanın sonu gelmeyecek. Karalar bağlamaya, büyük hayal kırıklıkları yaşamaya da gerek yok.

Çünkü biliyoruz ki bu topraklarda eninde sonunda demokrasi galip gelecek, Atatürk ışığı hiç sönmeyecek.

Loading