Ana Sayfa Yüksel Baysal - Serbest Yazılar Halil Konakçı’ya söyleyin, Atatürk de kiliseyi cami yapmıştı

Halil Konakçı’ya söyleyin, Atatürk de kiliseyi cami yapmıştı

Yıl 1922…

Kurtuluş Savaşının sürdüğü yıllar…

Yer Bursa’nın Mudanya ilçesinin sınırları içinde bulunan eski adıylı Misebolu, yeni adıyla Aydınpınar…

Bu köyde Yunanlıların kovulmasından sonra kilise camiye dönüştürülerek, ibadete açıldı.

(Bursa.com)

Raif Kaplanoğlu öncülüğünde hazırlanan Bursa.com’daki Misebolu maddesinde şunlar yazılı:

Köyde bulunan H. Apostoloi Kilisesi, XIX. yüzyılın ortasında yapılmıştır. 1922 yılından sonra ise camiye dönüştürülmüştür. 1980 yılından sonra yapı terkedil­miştir. Eski Rum köylerinde bulunan sağlam kalmış ender kiliselerden biridir. “

BURSA DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKMIYOR

Kitap okurken, satır aralarına, dipnotlara ve de kaynakçaya dikkat etmeye çalışırım.

Süleyman Şahin Tar’ın artık sadece sahaflarda bulunabilecek ‘Misebolu Hikayeleri’ adlı yapıtının adını görünce, edebiyatçı, kültür insanı Güney Özkılınç’ı aradım.

1914 Bursa doğumlu olmasına karşın Adana’da öğretmenlik yaparken çıkardığı Çığ dergisinde Yaşar Kemal’in öyküsüne de yer verdiği bilgisini edinince Adanalı Özkılınç bilir diye düşündüm.

Şiir kitapları da olan Süleyman Şahin Tar’dan ne yazık ki haberimiz yoktu.

Sağolsun Güney Özkılınç, kitabı İstanbul’da buldu, Gemlik Belediyesi’nde yöneticilik yapan Bukle Erman kanalıyla gönderdi.

****

Baştan sona Misebolu, Mudanya, Bursa kokan öyküler okudum.

20 yüzyılın aydınlarının yaşadığı bütün baskıları, sürgünleri ve yargılamaları yaşamış biri Süleyman Şahin Tar…

Misebolu’da doğmuş, (Tar’ın söylediğine göre Mise yarım demek. Misebolu yarım kent anlamında yani ama diğer kaynaklar Mysia’dan geldiğini iddia ediyor) r, 142. Madde ile yargılanmış, bir yıl tutuklu kaldıktan bir süre Mudanya’da zahirecilik yaptıktan sonra İstanbul’da 23 yıl süreyle arzuhalcilikle yaşamını kazanmış…

Yaşamı üzerine ayrıntılı bilgiler yok ama 1956 yılında Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın kurduğu Vatan Partisi’ne girer.  25 arkadaşıyla tutuklanarak, Ağır Ceza’da yargılanır, 18 ay tutuklu kalır, 27 Mayıs devrimiyle aklanır.

***

Yazar doğduğu yeri hiç unutamamış, sadece köyünü anlatan bir öykü kitabı yazmış.

Yazıyı öyküsünden bir parçayla bitireyim:

 “Çocukluğumun o başıboş çağlarından ve fakat daima başka türlü yaşamış bir çocuk çağlarından kalma bir yürek bağlantısı mıdır ki, birçok şeyleri unuttuğum halde Misebolu’yu unutamadım.

Ah ne güzel yaşamıştım o zamanlar… Dünyayı tanımıyordum ve insanları öğrenememiştim. Baş eğmenin ve dalkavukluğun en birinci düşmanı oluşumu o başıboş, gamlı çocukluk günlerimin sökülüp çıkartılamaz, yüreğe dolan yasalarından aldım.

Orada gök çok geniş, çok mavi ve çok tatlıydı. Toprak esmer, içe yakın ve mis gibi kokardı. Zeytinlikler, bir tapınak duygusu veren sessizliği ve ruhu alevlendiren koyu yeşil örtüsü içinde beni ürpertirdi.

Mevsimlerin bir çizgiyle ayrılmış kadar keskin karakterleriyle bu köyde hüküm sürüşü yaşayışı daha çok tatlılaştırır; ısıtılır, sıcaktan yanılır, üşünülür ve soğuktan titrenilirdi. Hayvanlar orada barışsever ve çok doğaldılar; yaşayışlarını örnek almamız ve namuslu olmamız için onlara benzememiz gerekir. Bu geniş doğa hepsine yetiyor ve kavga etmiyorlardı. Hepsi kendilerine özge hareket biçimleriyle bu dolgun hazineden paylarını alırlar ve uçuşur yahut yürürlerdi.”

Loading