Ana Sayfa Yüksel Baysal - Serbest Yazılar AKP’nin atası Hürriyet ve İtilaf Fırkası!

AKP’nin atası Hürriyet ve İtilaf Fırkası!

ürk siyasal tarihi, Osmanlı’dan başlayarak günümüze kadar gelen iki büyük siyasal geleneğin çatışmasına sahne oldu.

Abdülhamit, Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Serbest Fırka, Demokrat Parti, Adalet Partisi, ANAP, bugün de AK Parti…

Yeni Osmanlılar, Namık Kemal, Tevfik Fikret, İttihat ve Terakki ve CHP geleneği…

****

CHP Bursa eski milletvekillerinden Dr. Ceyhun İrgil’in son kitabı ‘Babalar ve Çocuklar’ını okurken, aklıma tarihsel süreçte kimin hangi saflarda yer aldığı takıldı kaldı.

Ceyhun İrgil, (Şimdiler yaşamını doğduğu topraklar olan Muğla Fethiye’de sürdürüyor) titiz bir araştırmayla, adeta iğneyle kuyu kazarak Kurtuluş Savaşı sonrasında sürgün edilen 150’liklerin serüvenini konu alan çok önemli bir tarihsel çalışmaya imza attı; İngiliz emperyalistleri ve onların Anadolu’yu işgalle görevlendirdiği Yunanlılarla işbirliği yapan hainlerin kendilerini, çocuklarını hatta torunlarını anlattı.

AKP iktidarının Türk toplumuna şirin göstermeye çalıştığı işgalcilerle bizzat işbirliği yapan (Vahdettin, Damat Ferit, Şeyhülislam Mustafa Sabri) ile Kurtuluş Savaşı önderlerine saldıranların neler yaptığı, neler söylediğini anlamak istiyorsanız, mutlaka bu kitabı okumalısınız.

Çok şükür Bursa da Yunan Ordusu eliyle kurtarılmış illere dahil olmuştur” diye konuşan vatansever (!) padişah Vahdettin’in Adliye Nazırı Ali Rüştü’nün sözlerini de okuyacaksınız kitapta, “Kuva-yiMilliyeciler kudurmuş haydutlardır” diyen İskilipli Atıf’ın düşüncelerini de öğreneceksiniz!

****

Şunun öncelikle altını çizeyim, Milli Mücadele’ye karşı çıkanların tamamına yakını Hürriyet ve İtilaf Partisi’nden (Bugünkü iktidar partisinin atası)…

150’liklerin pek çoğu Padişah Vahdettin ve Damat Ferit tarafından Mondros sonrasında bakanlık görevine getirilen, mütareke basınına yazar yapılan veya özel ayrıcalık tanınan isimler…

Bu tiplerin büyük çoğunluğu aynı zamanda İngiliz Muhipler Cemiyeti, İslam Teali Cemiyeti, Kürdistan Teali Cemiyeti üyeleri…

****

Ceyhun İrgil, kitabın alt başlığını çok haklı olarak “Genç Cumhuriyet’in Vicdan Serüveni” koydu.

Memleketine, milletine hainlik yapan pek çok ismin çocukları, torunları, birinci derecede akrabaları önyargısız şekilde Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim kademelerinde yer aldı.

Söyledikleri, yaptıkları yenilir yutulur olmayan bu hainler 1938 yılında affedildi ve bir kısmı memlekete döndü, burada yaşamlarına devam etti.

İçlerinde Türk dilinin en büyük yazarlarından Refik Halat Karay gibi pişmanlık duyan da vardı:

Ben ne yazık ki Atatürk’ü görmeyen, tanımayan bir adamım; yani onunla yüz yüze gelmemiş, meclisinde bulunmamış nadir yazarlardan biriyim. Hatta (…) Atatürk’ün kudretini görmeyen ve nüfuzunu tanımayan adam da ben idim.”

“Yabancı illerde, bana değil, en inatçı ve geri kafalı bir muhalife bile Atatürk, Türk olmanın gururunu zorla taşıttı ve onu gönderdiği gurbette, gurbetten çok fena olan milli miskinlikten kurtardı.

Ben o milli gururla yaşadım ve belini doğrultmuş vatanıma o sayede beli bükülmemiş, dinç ve şevkli döndüm.”

(Babalar ve Çocuklar, Sia Yayınları, 2012, Sayfa 36).

****

Ceyhun İrgil kitapta sık sık İnönü’nün “Cumhuriyeti kanla kurduk ama kinle büyütmeyeceğiz” sözünü tekrarladı durdu.

Evet Cumhuriyet’i kuranlar kin tutmadı ama eski rejimin kalıntıları, kin ve öfkelerini hep içlerinde büyüttü; yalan yanlış bilgilerle çocuklarına, torunlarına aktardı.

Türkiye’de kadına verilen haklar, bireyi padişahın kulu olmaktan çıkarıp yurttaş yapmak için gösterilen çabalar, dinin birey ile tanrı arasında bir inanç ilişkisi olarak yerini alıp, eğitimden, ordudan, camiden, siyasetten uzaklaştırılması mücadelesi din ile uyuşturulmuş, eğitimle uyandırılmamış kitlelerde kini zirveye çıkardı.

Ve yapılan yanlış uygulamaların sonucu bu kin 21. Yüzyılda iktidar oldu.

Türkiye’nin bugün geldiği nokta budur.

Pişman olan 150’liklerden birinin Atatürk için dile getirdiği özeleştiri!

“Padişahlık kuruyor dediler, olmadı.

Halife olacak dediler, olmadı.

Diktatör olmak istiyor dediler, olmadı.

Milyonları tutan hediyeler aldı dediler, verdi.

Hazinelere sahip oldu dediler, verdi.

Nesi varsa hepsini milletine bağışladı.”

(Sayfa-118).

****

Evet Atatürk bütün mal varlığını çocuklarına (Üvey 6 çocuğu vardı) değil milletine bağışladı.

İsteseydi padişah, isteseydi halife, isteseydi diktatör (Fethi Okyar, İsmet İnönü ile Celal Bayar başbakanlık yaptı, yönetim erki onlardaydı) olurdu.

O Atatürk olmayı seçti!

Loading