Şarkışla’ya düşürmesin oy oy
Allah sevdiği kulunu oy oy
Gemerek’te çevirmişler Deniz Gezmiş’in yolunu…
Oy nolaydım nolaydım
Okur-yazar olaydım
Deniz mahkemeye düşmüş
Avukatı ben olaydım.
****
İlk gençliğimde en çok mırıldandığım türkülerden biriydi, yukarıda sözlerinin bir kısmını verdiğim…
70’li yıllarda Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve arkadaşlarının mücadelesinin belli belirsiz görüntüleri eşliğinde büyüdük.
Bazıları 6 Mayıs tarihini baharın müjdecisi gibi görse de bizim için her yıl 6 Mayıs bir yas günüydü.
Türkiye halkının bağımsızlığı için mücadele veren üç genç fidanın toprağa düştüğü gündü.
****
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının tüm görüşlerin katılıyor muydum?
Hayır…
1960 Küba Devrimi’nin etkisi, Avrupa’daki 68 gençlik hareketlerinin yansımalarıyla oluştu Deniz Gezmiş, Mahir Çaşan ve arkadaşlarının düşünce yapısı…
Küba Devrimi’ni analiz eden sonraki yıllarda Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand’ın danışmanlığını da yapan Regis Debray ile Çin devriminin lideri Mao’nun bazı tezlerini kabul etmişti THKO-THPKPC kadroları; her ne kadar Türkiye’ye özgü sosyalizm söylemleri olsa da…
Suni Denge, Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisi, kırdan başlayarak kurtarılmış bölgeler yoluyla devrim gibi tezler, ütopik ve Türkiye gerçekleriyle ilgisi olmayan düşüncelerdi.
Nitekim o hareket bu nedenle yenildi.
****
Ancak, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve arkadaşlarının mücadelesi, 12 Mart sonrasında gençlik hareketleri üzerinde etkisi büyük oldu.
Che Guevera, dünya çapında nasıl bir sembol isim olduysa, Deniz Gezmiş de Türkiye için öyle bir simge isim oldu.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın mahkemelerde boyun eğmez tutumu, haksız yere idam edilmeleri, onları kahraman haline getirdi.
Haksız yere idam edildiler çünkü bir intikam mevsiminin kurbanıydılar.
Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu’ya karşı üçe üç diyordu dönemin AP’lileri…
Ne yazık ki CHP’den bazı isimler de bu idama ya onay verdi ya da çekimser kalarak dolaylı destek…
Her zaman idamların karşısında olan CHP Genel Başkanı İsmet İnönü ise üç fidanın kesilmemesi için elinden gelen çabayı gösterdi ama başarılı olamadı.
****
Savunmalarında da var, Deniz Gezmişlerin en büyük mirası, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesiydi.
Onlar 6. Filoya karşı ‘Yani Go Home’ diye bağırırken, bugünün iktidarının mensupları Dolmabahçe’de şükür namazı kılıyorlardı.
Ne yazık ki Amerika’nın destekleyip, büyüttükleri kazandı; Denizler kaybetti.
Onların idamıyla kaybeden sadece Deniz Gezmiş ve arkadaşları mıydı, yoksa Türkiye miydi?
Bunun yanıtını da okuyucu versin!
Deniz Gezmiş’i asan adam!
Demokrasi ve Uzlaşma Grubumuzun bir toplantısında ülkücü bir geçmişten gelen Sami Bilge, Denizler için, “Asıldığında sevinmiştim. Şimdi yapılanın çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Çok az bir ceza ile kurtulmalıydılar” demişti.
Gıyasettin Bingöl ise daha önce bu köşede aktardığım Erzurum anısını anlatmıştı.
Deniz Gezmişleri asan mahkeme başkanı Ali Elverdi’nin Erzurum’daki konferansta, “Neye üzüldüm biliyor musunuz, bu hainler için devletin 25 kuruşluk kurşun kalemini kırdığıma üzüldüm” demesini unutamadığını ifade etmişti Bingöl…
Ülkücüler, Nurcular, “Yaşa Milliyetçi Paşa, Yaşa Nurcu Paşa” diye bağırırken, Gıyasettin Bingöl, “Gözlerimden yaş aktı” diye anlatmıştı duygularını…
****
Daha önce de yazmıştım, ben de Deniz Gezmiş’i asan adamın oğluyla Başbakanlık’ta arkadaş olmuştum.
Gözünü kırpmadan, emirle üç genç insanı asan Ali Elverdi’nin son 20 yılını kendini bilmeden, hatta altı bile başkaları tarafından alınarak yaşadığını, cenazesinde çok az insanın hazır bulunduğunu anlatmıştım.
İlahi adalet bu dünyada da tecelli edebiliyor demek ki!
****
Bu yazının dipnotu: Ülkeyi yönetenler dün olduğu gibi bugün de çok yanlış kararlara imza atıyorlar. Türkiye’nin sivil-demokratik tepkisini ortaya koyan, milyonların katıldığı Gezi direnişini Osman Kavala üzerinden ‘idama’ mahkum etmek hangi mantıkla izah edilebilir?