Kafamda deli sorular, Kürt sorunu bu ülkenin en kritik, en tartışmalı, en içinden çıkılmaz sorunu…
Her türlü hak ve özgürlük sonuna kadar tanınmalı dedikten sonra eğer konu anayasal statü isteğiyse, orada durmak lazım.
Çünkü anayasal konumlanma gelecek açısından çok ciddi sonuçlar doğurabilir değil doğurur!
Kim ne derse desin ayrılığın başlangıcıdır, özerklik ile başlar, federasyondan bağımsızlığa doğru evrilir.
****
Peki 30 milyonluk bir halk statüsü olmadan mı yaşayacak?
Bazıları Irak’taki Kürdistan bölgesel yönetimini adres olarak gösteriyor.
Yeterli olur mu?
Kürtlerin önemli bir kısmı yeterli olmayacağını düşünüyor.
Ancak 1991 sonrasında gerek Balkanlar’da, özellikle Yugoslavya’da meydana gelen gelişmeler, gerekse Sovyetlerin dağılması milliyetçi boğazlaşmalara yol açmadı mı?
Rusya-Ukrayna savaşının geldiği noktaya bakar mısınız?
Başında emperyalistlerin kuklası Zelenski Ukrayna’yı ateşin içine attı, sahte zafer naralarıyla ülkesini rezil bir noktaya doğru sürüklüyor.
Milyonlarca insan yurdundan oldu, on binlerce insanı Rus ayısına öldürttü, Batı’nın savaş aparatı haline geldi.
Rusya’ya gelince, Putin denilen otoriter-despot-diktatör bildiğini okuyarak ülkesini ateşe attı, on binlerce askerini öldürttü, savaş makinesini tahrip ettirdi.
O güzelim Rus kültürünü dünyanın ayakları altında ezdirdi.
****
Yurt gazetesi yazarı, köşe arkadaşım Dr. Aybars Akoğlu, 2005 yılında Şırnak’ta asker olduktan sonra ilk kez gördüğü Diyarbakır’ı 2015 yılında bu kez turistik amaçla ziyaret izlenimlerini yazdı.
Çarpıcı bölümünü paylaşayım:
“Barış sürecinin hüküm sürdüğü 2015 yılı mayısında çok değerli dostlarla ilk defa turistik amaçla gezindiğimiz sokaklar, yepyeni bir kimliğe bürünmüştü. Turizm bölgede insanları daha güler yüzlü yapmıştı. Turistler için hediyelik eşya satılan hemen hemen her dükkanda, Kürdistan milli takım forması satılıyordu ve hatta dönüş uçağı için havalimanında bilet işlemlerimizi yaparken dış hatlar terminalinden uçağa yönlendirilmiştik. Bunun bahanesi tadilattı belki ama, çok sembolik bir başkaldırı vardı ve devlet buna göz yumuyor ve destekliyordu. Dış hatlar terminalinden İzmir’e yolculuk ederken aklımda tek soru ellerimizle verdiğimiz şehitler bunun için mi şehit olmuşlardı. Benim fantezim miydi bilmiyorum ama kent iddialıydı, hazırlanıyordu.”
****
O yıllarda ben de Türkiye Gazeteciler Federasyonu toplantısı için Diyarbakır’daydım.
PKK’ya yakın gazeteciler, “Biz artık özgürleştik” diyorlardı. Barış sürecinin devamının geleceğini düşünüyorlardı.
HDP Milletvekili Altan Tan gezdirdi bize (Yılmaz Karaca-İbrahim Erdoğan) Diyarbakır’ı…
Altan Tan’la Diyarbakır’ı gezerken, yeni Diyarbakır bölgesinde bu kadar lüks konutların nasıl yapıldığını sorduk.
“Bilmiyorum” dedi, “Ben inşaat yapıyorum ama inanın bilmiyorum.”
Anlaşılan birileri para pompalıyordu Diyarbakır’a…
****
Hiç unutmuyorum.
Tam merkezde bir bölgede gecekondular duruyordu; merak ettik, “Diyarbakır bunca zenginliği yaşarken bunlar neden kaldırılmadı?” diye…
Altan Tan durumu belediye yetkililerini ilettiğini ve aldığı yanıtı paylaştı bizimle:
“Siteler bize oy veriyor ama bize Molotof atacak insanlar lazım, onlar burada oturuyor; onun için kaldırmıyoruz.”
****
Dönemin Diyarbakır Belediye Başkanı Gülten Kışanak yemek vermişti bize…
Başbakanlık’ta birlikte görev yaptığım bir polis müdürü yemeğe benim davetimle gelmişti.
Sivil kıyafet içinde ama tedirgindi; “Allah korusun bu süreç biterse burada hiçbir güvenlik görevlisi sağ çıkamaz. PKK silah yığınağı yaptı” demişti.
Nitekim öyle de oldu, kazılan hendeklerde biz 729 şehit verirken, PKK 3 bin gencin hendeklerde boğdurulmasına neden oldu.
****
Dönemin Van valisi, şimdi görevden alınan Rizeli hemşerim Münir Karaloğlu’na yukardan “PKK’lılara operasyon yapmayın” talimatı verildiği basını yansımıştı.
Recep Tayyip Erdoğan da katıldığı televizyon programında “Valilere operasyon yapmayın talimatı verdik” dememiş miydi?
AKP iktidarı çok yanlış yollara saptı. Kandil’e postacı gönderdi. İmralı’da devlet görevlileri Abdullah Öcalan ile görüştü.
Çadır mahkemeleri kurdurdu; Diyarbakır meydanında Abdullah Öcalan’ın mektubunu okuttu.
****
Bütün bunlar doğru ama günümüze geldiğimizde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kürt sorununu TBMM’de çözeceğiz” diyerek yeni bir çözüm süreci işareti verdi.
Kürtçe üzerine yasak olmamalı, Selahattin Demirtaş intikam amacıyla içerde tutuluyor, bunlar doğru ama bu doğrular PKK-HDP çizgisine destek verilmesinin önünü açmamalı…
Bu ülkenin ulusal bütünlüğü yok olduğunda Rusya-Ukrayna durumuna düşebiliriz.
****
Şehitlerimizin son fotoğrafı içimizi acıttı. Gencecik, gülümseyen insanlar toprağa düştü.
Atılacak her adım şehitlerimizin ruhunu incitmeyecek, onların kanları üzerinden pazarlık yapmayacak şekilde olmak zorundadır.
Bu ülkenin aynı filmi, (çözüm süreci saçmalığını) bir daha izlemeye hiç tahammülü yok, bilinsin istedim.
Bu yazının dipnotu: Türkiye’nin sınır güvenliği için Kuzey Suriye’ye yapacağı operasyonu iki bakımdan desteklemek gerekir.
1- PKK/YPG terör örgütü sınırımızdan uzaklaştırılmalı
2- Suriyeli 1 milyon mülteci o bölgelere yerleştirilmeli.