Son zamanlarda halkımızın en çok izlediği kanalların başında sokak röportajları geliyor.
Sıradan insanlar öyle güzel şeyler söylüyor ki, yılların siyasetçileri bile o kadar düzgün cümle kuramıyor.
Gerçekleri korkusuzca dile getiren bu insanlardan rahatsız olan iktidar sahipleri, dertlerini anlatmaya çalışan bu insanların kapısını ertesi gün sütçü yerine polisi çaldırıyor.
****
Sokak röportajları konusunda Bursa’da öne çıkmış iki isim var; biri Toller Medya, Yusuf Yıldırım; ötekisi gazeteci arkadaşımız Suat ile oğlu Tarık Şenocak’ın birlikte yürüttükleri SND, Sen Ne Dersin adlı sosyal medya kanalı…
Her iki arkadaşımız da yereli aşıp, ulusal çapta etkisi olan yayınlar yapıyorlar.
Sınırlı olanaklarla büyük ses getiriyorlar.
****
Ancak, iktidarın tetikçisi bazı kişiler sürekli bu arkadaşlarımıza saldırıyorlar. Çevredeki dar kafalı bir kısım esnafı da kendi pis emellerine alet edip, işini yapmaya çalışan arkadaşlarımıza kinlerini kusuyorlar.
Çok şükür ki, iki arkadaşımızda da mangal gibi yürek var, geri adım atmıyorlar; gerekeni yapıyorlar.
****
Geçtiğimiz günlerde Kent Meydanı’nda benzer bir olay oldu. Provokatör iktidar yanlısı bir grup Tarık-Suat Şenocak’a saldırdı. Çevredeki kendisi gibi önyargılarının esiri olmuş, aklını kirayı vermiş olanlarla birlikte…
Ne yazık ki güvenlik güçleri gazetecilik görevini yapan, halkın nabzını tutmaya çalışan arkadaşlarımızı korumak konusunda isteksiz…
****
Polisi geçtim, Bursa’nın bugününe ışık tutmaya çalıştığını iddia eden bir medya kuruluşu bunu bir sokak kavgası gibi yansıtmak istedi.
Gazeteci Suat Şenocak buna karşı bir açıklama yaptı:
“Biz Bursa merkezli, 187 bin küsur abonesi olan bir kanalız. Sadece Bursa değil diğer illerde de röportajlar yaparak, vatandaşa kendilerini ifade etme, seslerini duyurma fırsatı veriyoruz. Yani biz sokak röportajı yapan şahıslar değil, gazetecileriz. Kent Meydanı’nda yaptığımız son röportajda konuyla ilgisi olmayan bir şahıs gayet medeni şekilde tartışan vatandaşların arasına dalarak ortamı sabote etti. Kent Meydanı’nda sorduğumuz sorulara bakmadan yaptığımız her röportajda bizi polise şikayet edenin bu şahıs olduğunu bize karşı bir kin beslediğini biliyoruz. Olaydan sonra Çarşı Karakolu’na götürüp ifadelerimiz alındı. Daha önce de benzer olaylar yaşadığımız için şikayetçi olmadık, çünkü şikayet etmenin bir işe yaramadığı bilinen bir gerçek. Yaşanan olaylardan dolayı üzgünüz.
Herkes şunu bilmelidir ki, sürekli biz suçlanıyoruz ama hemen her röportajlarımıza girerek ortamı geren, provoke eden kesim her sorumuzdan rahatsız olan aynı grup mensubu şahsılardır, o şahıs, grup ve siyasi bağlantıların ne ve kim olduğu da biliniyor. Bazı haber sitelerinde polis tutanağında yer alan ifadeler kullanılarak yazılan haberlerde bizden sokak röportajı yapan şahıslar diye bahsedildi. Oysa biz sokak röportajı yapan gazetecileriz. Kimseye gazetecilik öğretecek değiliz ama bir haber hazırlanırken gazetecilik etiğine uygun haber yazılmalı. Gazetecilik böyle olmamalı!”
****Sokağın sesinden rahatsız olanlar sokak söyleşilerini yapan arkadaşlarımıza saldırıyorlar.
Ama unutmasınlar ki, korkunun ecele faydası yok, sokak eninde sonunda sandıkta son sözünü söyleyecek.
